18. Hukuk Dairesi 2015/9873 E. , 2015/13981 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Köyü 1329, 1330 ve 1331 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Kamulaştırma Yasası"nın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen muhtar beyanında dava konusu taşınmazın sulama imkanı bulunmadığı, kuru arazi olduğu belirtilmiş, bilirkişi heyeti raporunda keşif zaptına geçen muhtar beyanı nedeniyle dava konusu taşınmazın kuru tarım arazi olduğu kabul edilerek değer biçilmiştir. Dava konusu 1329 ve 1331 parsel sayılı taşınmazların kısmen kamulaştırılan başka bir bölümü için kamulaştırma bedelinin tespiti yönünde aynı idare tarafından açılan ve daha önce temyiz incelemesi yapılarak onanmasına karar verilen Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/160-2012/38E-K ve 2011/159-2012/40E-K (Dairenin 2012/6548E-8086K ve 20126550E-8087K) sayılı dosyalarında dava konusu taşınmazların sulu tarım arazisi olduğu kabul edilerek değer biçildiğine göre, dava konusu taşınmazlar üzerinde yeniden keşif yapılarak taşınmazın üzerindeki bir su kaynağından veya yakınındaki dereden sulanıp sulanmadığı, sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemlemi taşınmaza ulaştığı, yeraltı suyundan hangi sistemle yararlanıldığı hususları ayrıntılı bir biçimde araştırılıp belirlenerek dava konusu taşınmazların sulu tarım arazisi olduğunun tespiti halinde sulu arazilerde uygulanması mutat münavebe listesi ile bunlara ait asgari ve azami verimi, toptan satış fiyatı ve ayrıntılı üretim giderine ilişkin 2013 yılına ait cetvel ilçe gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğünden getirtilerek bu verilere uygun değerlendirme yapan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Dava konusu taşınmazın bulunduğu köyün alt yapı ve üst yapı hizmetleri bakımından gelişmiş bir köyde olması, köylünün istifade ettiği yol, su, elektrik gibi hizmetlerden yararlanma konumuna sahip olması gibi hususuların taşınmazın değerinde %10 oranında objektif değer artışına neden olacağı düşünülmeden %25 oranında objektif değer artışı uygulayan rapora göre hüküm kurulmuş olması,
3-Kabule göre de; dava konusu taşınmazların kuru tarım arazisi olduğu anlaşılması halinde aynı bölgeden gelen kamulaştırma dosyalarında Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/291E-2013/113K (Dairenin 2014/5489 -2014/7699E-K) sayılı dava dosyasında Dairemizin geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen ..... ilçe müdürlüğünün 18.03.2014 tarihli yazısı ve ekinde yer alan veri cetveline göre, ilçe köylerinin toprak yapısının genelde kumlu olması ve kavunun da su isteyen bir ürün olmasından dolayı yetiştiriciliğinin sulanarak yapıldığı, ürünle ilgili literatür incelendiğinde ortalama sulu şartlardaki veriminin yarısının kuru verim olarak değerlendirilebileceği bildirilmekle münavebe planında kavunun değerlendirme dışı bırakılarak yerine münavebe planında yer alan diğer ürünlerden alınarak bedelin tespiti gerekirken, kavunu münavebeye dahil eden bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.