17. Hukuk Dairesi 2015/9708 E. , 2018/4169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 24.11.2010 tarihinde, müvekkili idaresindeki motosiklete, davalıların işleten, sürücü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı oldukları aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacının yaralandığını, kazanç kaybı ve tedavi giderleri bulunduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL.manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ... şirketi vekili davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişler, duruşmalara katılmamışlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 2.436,65 TL. maddi tazminatın tüm davalılardan, 15.000,00 TL. manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas
alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar ... ve ..."ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
2- 6098 sayılı TBK. md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar, kaza tarihi, davacının yaralanmasının niteliği, maluliyetinin bulunmaması dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ..."ın sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ..."ın temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek
halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 16.04.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.