11. Hukuk Dairesi 2017/1028 E. , 2017/7622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/11/2015 tarih ve 2013/648-2015/467 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılardan ... ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilleri ile davalı ... arasında imzalanan 04/12/2013 tarihli sözleşme ile taraflar arasında atipik bir borç ilişkisi kurulduğunu, sözleşme ile davalı tarafın, kiracı sıfatıyla bulunduğu işyeri için mal sahipleri ile yaptığı sözleşmeye müvekkillerini de dahil edip, mal sahipleri ile sözleşmenin 5 yıl daha uzatılması konusunda anlaşacağını ve bu edimlerinin karşılığında davacı müvekkillerine sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen ödemelerin yapılacağını, taraflar arasında adi ortaklık kurulmuş olacağını, bu adi ortaklığın bahsi geçen adreste bulunan işletmeyi işleteceğini, sözleşmenin kurulmasının ardından müvekkillerinin bahsi geçen mecurda tadilat yaptığını, ...Mantı isimli işletmeyi açtıklarını, bu sırada müvekkillerinin, davalının mal sahibi ile problem yaşadığını, kira ödemelerini yapmadığını, bu sebeple mal sahibi tarafından icra takibi başlatıldığını ve temerrüt nedeniyle tahliye davası görüldüğünü öğrendiğini, davalı tarafın temerrüt nedeniyle tahliye davasını müvekkillerinden sakladığını, yerine getiremeyeceği taahhütlerde bulunarak müvekkillerinden sözleşmenin mali hükümler başlıklı bölümünün 4/1/a ve 4/1/b maddelerine uygun olarak toplamda 120.000,00 TL ödeme aldığını, müvekkilinin sözleşmeye duydukları güven sebebiyle işyerinde tadilat yaptıklarını, 39.999,64 TL masraf yaptıklarını, 15.050,00 TL bedelli kirayı ödediklerini, müvekkillerinin daire kiraladıklarını, bu sebeple aylık 2.100 TL kira, 150 TL aidat ödediklerini ileri sürerek davacı müvekkillerince davalı tarafa ödenen 120.000 TL"nin ticari faizi ile birlikte tahsiline, sözleşme sebebiyle davacı müvekkillerinin uğradığı zarar kalemleri bedeli için şimdilik 68.649,64 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, sözleşmenin 6. ve 3.7 maddelerinin hükmü uyarınca fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 USD"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacıların kiraladığı işletmeyi devralmak istediğini, davacıların 01/01/2009 tarihli kira sözleşmesi gereğince 04/12/2012 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu bildiklerini, davacıların 04/12/2013 tarihli sözleşme gereği işletmeyi demirbaşları ile birlikte müvekkilinin hisselerinin %99,5"ini 145.000,00 TL bedel karşılığında aldığını, müvekkilinin göstermelik ortak olarak ortalıkta kaldığını, müvekkilinin kiralanandaki tüm imalatları kendisinin bizzat yaptığını, kira kontratının süresinin 5 yıl olduğunu ve 01/01/2014 tarihinde son bulacağını, bu hususun davacılar tarafından bilindiğini, hukuken geçersiz bir sözleşmeye bağlı olarak kararlaştırılan cezai şartın da bir geçerliliği kalmadığını, davacı yanın tadilat yaptığından bahisle talep ettiği 39.999,64 TL bedelin haksız olduğunu, yapılan tadilatın lüks olup, gerekli olmadığını, bakiye kira bedeli olan 30.220,00 TL"nin müvekkili tarafından yatırıldığını, sözleşme süresinin uzatılmasının salt müvekkilinin tasarrufunda olmadığını, davacı yanın müvekkiline 120.000,00 TL devir bedeli ödediğini, işbu devir karşılığında değeri 127.492,00 TL olan demirbaşları ile birlikte eksiksiz bir işletmeyi devraldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın kira sözleşmesinin 5 yıl daha uzatılması edimini yerine getirmediği, davacının talep ettiği toplam 120.000 TL"nin işyerinin devrine ilişkin olduğu ve davacının dava konusu işyerinden alıp götürdüğü ve uhdesinde tuttuğu demirbaş listesinde belirtilen malzemelerin 127.492 TL değerinde olduğu dolayısıyla davacının ödemiş olduğu 120.000 TL"yi talep etmesinin yerinde olmadığı, 04/12/2012 tarihli sözleşme sebebiyle davacıların uğradığı zararların davacının 07/06/2013 tarihinde işyeri kira bedeli olarak ödemiş olduğu 15.050 TL ile işyerindeki mevcut wc"nin ikiye ayrılması ve boya badana işleri tutarının 8500 TL olmak üzere toplam 23.550 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davacıya ödenmesinin gerektiği, davalının sözleşmeye aykırılık oluşturan kira kontratının 5 yıl süre ile uzatılması yönündeki taahhüdün yerine getirilememesi sebebiyle sözleşmede belirtilen cezai şartı ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 23.550,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, 70.000 USD"nin(10.000 USD yönünden dava tarihinden, 60.000 USD yönünden ıslah tarihi olan 20/10/2015 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacılardan ... vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılardan ... vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, devir sözleşmesi nedeniyle tazminat ve cezai şartın davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunun 161. maddesi "Akitler, cezanın miktarını tayinde serbesttirler. Ceza, kanuna veya ahlaka (adaba) muğayir bir borcu teyit için şart edilmiş veya hilafına mukavele olmadığı halde borcun ifası borçlunun mesuliyetini icap etmeyen bir hal sebebiyle gayri mümkün olmuş ise, şart olunan cezanın tediyesi talep edilemez. Hakim, fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükelleftir" hükmünü haizdir. Bu nedenle, mahkemece 818 sayılı BK 161. maddesi hükümleri nazara alınarak cezai şartın tenkisi gerekip gerekmediği tartışılmadan davalının cezai şartın tamamından sorumlu tutulması doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılardan ... vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ..."dan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.