Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6717
Karar No: 2019/8145
Karar Tarihi: 06.12.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/6717 Esas 2019/8145 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/6717 E.  ,  2019/8145 K.

    "İçtihat Metni"



    I. TALEP:

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.05.2019 tarih ve 2019/56462 sayılı yazısı ile; ".../PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ..."in beraatine dair Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.04.2018 tarihli ve 2017/658 esas, 2018/460 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Adı geçen sanığın Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesinde görev yaptığı zaman zarfında kendi adına kayıtlı olmayan ... ... numaralı hat ile bağlı bulunduğu abi olan ... ... ile ... ... numaralı hat üzerinden irtibatlı bulunduğu, sanığın ... ... numaralı hattı kendisinin kullanmadığını beyan etmesine rağmen, adına kayıtlı hat ile ... ... numaralı hattın aynı baz istasyonlarından sinyal aldığı, bunun da sanığın belirtilen hattı yanında taşıdığını ve kullandığını gösterdiği, ayrıca sanığın Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesinde devletin güvenliği için gizli kalması gereken bilgilere vakıf olduğu ve bağlı bulunduğu abi ile bu bilgileri paylaştığı ve bu şekilde terör örgütü üyesi olmak ve casusluk suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasına ilişkin yargılama sonucunda, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince; "Her ne kadar sanığın adına kayıtlı telefon hatları ile 05079814137 numaralı hattının 2011-2012 yıllarında bazı dönemlerde aynı bölgeden sinyal vermesi şüphe arzetse de bu husus bahsi geçen hattı sanığın kullandığına dair kesin bir delil değildir. Zira zayıf bir ihtimal de olsa bunun tesadüfi olabileceği gibi bahsi geçen 05079814137 numaralı hattın sanığın yanına sık sık gelip giden bir yakını veya arkadaşının kullanımında olma ihtimali de vardır. Ceza yargılaması bakımından kesin delil gerektiğinden "şüpheden sanık yararlanır" evrensel ilkesi gereğince bahsi geçen hattın sanık tarafından kullanıldığını kabul etmek mümkün değildir. Yine sanığın görevi gereği elde ettiği gizli bilgileri bu telefon hattı üzerinden ... ..."a ilettiği ve casusluk suçunu işlediği iddiası da şüpheli kalmaktadır." şeklindeki gerekçe ile sanığın atılı suçu işlediğine dair başkaca somut, yeterli ve inandırıcı delil de elde edilemediğinden beraatine karar verilmiş ise de;
    Dosya kapsamına göre, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 23/09/2016 tarihli ve 176 sayılı Soruşturma Raporunda; adı geçen sanığın kendi adına olmayan ve aynı zamanda MİT"e bildirmediği gizli/operasyonel GSM hattı (05079814137) üzerinden ayrı bir temas ve iletişim ağı kullanmak suretiyle .../PDY mensubu kişilerle görüşmeler gerçekleştirildiği ve .../PDY faaliyetleri bakımından oluşturulan ayrı bir hiyerarşik yapılanmanın MİT"teki uzantılarından olduğunun tespit edildiği ve bu bağlamda teknik tespitlere göre sanığın;
    A- 05312958831 numaralı bilinen hattı ile... numaralı gizli/operasyonel GSM hattının,
    -Eylül 2011-Kasım 2011 tarihlerinde Diyarbakır/Yenişehir ve Diyarbakır/Batıkent civarından sinyal aldığı,
    -Sanığın 12/12/2011-05/01/2012 tarihleri arasında 20 günlük yıllık iznini kullandığı ve iznini geçireceği adres olarak Ankara"yı beyan ettiği dönemde, 14/12/2011 tarihinde ve 29/12/2011 tarihinde Ankara/Batıkent civarında sinyal aldığı,
    B- 05323916525 numaralı bilinen GSM hattı ile... numaralı gizli/operasyonel GSM hattının ise;
    - Ekim 2011"de Diyarbakır/Yenişehir ve Havaalanı civarından,
    - Kasım 2011"de ağırlıklı olarak Diyarbakır/Yenişehir civarından,
    - 12 Aralık 2011-05 Ocak 2012 tarihleri arasında 20 gün yıllık iznini kullandığı ve iznini geçireceği adres olarak Ankara"yı beyan ettiği dönemde, 23/12/2011 tarihinde Ankara/Keçiören"den ve 28/12/2011 tarihinde Ankara/Batıkent"ten sinyal aldığı,
    -12 Ocak 2012 - Mart 2012 döneminde Diyarbakır/Yenişehir ve Kayapınar civarından sinyal aldığı,
    - 01/04/2012 Pazar günü Ankara/Batıkent"ten sinyal aldığı,
    - 17 Nisan 2012 sonrası-Ekim 2012 döneminde ağırlıklı olarak Diyarbakır/Kayapınar civarından, 05 Eyül 2012 tarihinde Dicle Üniversitesi civarından birlikte sinyal aldıkları hususlarında tereddüt bulunmamakta olup; kullandığı... numaralı gizli/operasyonel GSM hattı ile "..." ... ..."ın kullandığı 05079814125 numaralı gizli/operasyonel GSM hattı arasında çok sayıda irtibat sağlandığı, sanığın bilinen GSM hatları ile kullandığı gizli/operasyonel GSM hattının temadi ve sistemli bir şekilde geniş bir zaman aralığı içerisinde aynı bölgelerden sinyal aldığı, bu bölgelerin ise küçük bir yerleşim yerinde bulunan noktalar olmayıp, birbirlerinden oldukça mesafeli olan şehirler veya semtler olduğu, teknik açıdan aynı kişinin kullanmadığı ya da sürekli olarak yan yana bulunan kişilere ait olmayan GSM hatlarının somut olaydaki gibi uzun zaman aralığında ve birbirinden bağımsız uzak bölgelerde eş zamanlı olarak sinyal verme olasılığı olmayıp, bu telefonların tesadüfi olarak birbirleriyle aynı bölgede bulunması ihtimalinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bununla birlikte sanığın da söz konusu... numaralı GSM hattını yanına sık sık gelip giden bir yakınının veya arkadaşının kullandığına dair herhangi bir beyanının da bulunmadığı,
    C- Sanığın .../PDY mensubu olduğuna ilişkin ... ile MİT Teşkilatı mensubu olup ihraç edilen ... ..."un beyanlarının bulunduğunun belirtilmesi karşısında,
    Öncelikle sanığın kullandığı iddia edilen ve... adına kayıtlı ait ... numaralı telefon hattının sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespitine yönelik olarak ilgili hattın HTS kayıtlarının temini ile söz konusu hat ile görüşme yapılan kişiler ile hat sahibi ... ve ... ..."un tanık olarak beyanlarının alınması, "..." olarak belirtilen ve hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan 7 adet soruşturma olduğu belirtilen ... ... ile sanık arasında, sanığın Diyarbakır"da görev yaptığı sırada..., 05323916525 numaralı hatlarla görüşmesine ilişkin ... ..."ın soruşturma dosyaları getirtilerek dosya içeriğindeki mevcut HTS raporlarıyla karşılaştırılması ve ... ..."ın beyanlarında sanığın .../PDY mensubu olup olmadığına ilişkin hususların değerlendirilmesi yönünde bilirkişi raporu aldırılması ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından sanık hakkında .../PDY mensubu olduğuna dair başkaca bilgi, belge ve beyan bulunup bulunmadığının sorulması suretiyle yapılacak inceleme sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeye dayalı yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 21.05.2019 gün ve 94660652-105-06-3603-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden" ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    II. OLAY:
    .../PDY Silahlı terör örgütünün mahrem/hususi yapılanması hakkında ihbarcısının tespit edilemediği belirtilen 04.04.2016 tarihinde yapılan ihbara yönelik araştırmalar sonucunda, ihbarda belirtilen numaralar haricinde başka bir numaranın kullanıcısı olduğu ve hakkında ilgili ünitelerden belge ve bilgilerin de temin edildiği belirtilen "..." ... ... ile örgütsel amaçla operasyonel/patates hat olarak adlandırılan gizli hattı kullanmak sureti ile irtibatının olduğu ayrıca adına kayıtlı açık hattından da ihbar kapsamında yapılan araştırmalar neticesinde aynı teşkilatta çalışan bir başka şahsın eşi olan ve örgütle iltisaklı kişi ve kurumlarla yoğun irtibatı bulunduğu tespit edilen bir şahısla da irtibatının tespit edildiği, idari tahkikat sürecinde de örgütsel bir tavırla savunma yaptığının değerlendirildiği belirtilerek örgütün stratejik öneme sahip olan Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesine sızdırdığı mensuplarından birisi olduğu ve mensubiyetini devam ettirdiğine dair tespiti içeren ve bu kapsamda da 18.07.2016 tarihinde görevden uzaklaştırıldığı belirtilerek, kamu görevinden çıkarılması ve hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği anlaşılan soruşturma raporu ve müsteşar oluruna istinaden yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında; adli kontrol tedbiri uygulanan hakkındaki soruşturmanın tefrik edilmesine müteakip yapılan araştırmalarda, Masak raporunda ... ... kaydının olduğu ve hakkında soruşturma kaydına rastlanılan bir şahısla para transferi yaptığının tespit edildiğinin, Cumhuriyet savcılığınca kimlik numarasından yapılan ByLock sorgulamasında kaydına rastlanmadığının, Vakıfkatılım AŞ"nin yazısı ile de TMSF"den gönderilen ... ... mudileri arasında alacaklı listelerinde kaydının bulunmadığının bildirildiği; üzerine kayıtlı hatlar ile kullandığı iddia edilen operasyonel/gizli/patates hatta dair HTS kayıtlarının da celp edildiği görülen, 25.10.2017 tarihinde de gözaltına alınan ve adli sicil kaydında sabıkasının olmadığı anlaşılan sanığın; yasa dışı silahlı terör örgütü .../PDY üyesi olduğu ve .../PDY silahlı terör örgütü tarafından Milli İstihbarat Teşkilatına sızdırıldığı, Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesinde görev yaptığı zaman zarfında kendi adına kayıtlı olmayan gizli hat ile bağlı bulunduğu "abi" olan ... ..."ın kullandığı tespit edilen hat ile irtibat kurduğu, her ne kadar savunmasında müsnet suçu kabul etmeyerek hattı kendisinin kullanmadığını söylese de adına kayıtlı hat ile gizli hattın aynı baz istasyonundan sinyal aldığı, bunun da belirtilen hattı yanında taşıdığını ve kullandığını göstediği, Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesinde devletin güvenliği için gizli kalması gereken bilgilere vakıf olduğu ve bağlı bulunduğu abi ile bu bilgileri paylaştığı iddiasıyla; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 25.10.2017 tarih, 2017/6966 numaralı 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 327/1, 43, 53, 58/9 ve 3713 sayılı TMK"nın 5 maddeleri uyarınca cezalandırılmasının istenildiği görülen iddianamenin, 06.11.2017 tarihinde Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabulüne karar verilmesine müteakip 2017/658 esasa kayden yürütüldüğü ayrıca ... ... hakkında isim ve soyadı sorgulamasına istinaden tespit edilen soruşturmaların da bildirildiği görülen kovuşturmanın 11.04.2018 tarihinde yapılan duruşmasında, atılı suçtan cezalandırılmasına yönelik yeterli delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi mütalaa olunan ve müdafii eşliğinde süreçte yaptığı savunmalarında suçlamaları kabul etmediğini beyan eden sanık hakkında yapılan yargılama sonunda silahlı terör örgütü üyesi olmak ve casusluk suçlarından 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
    İstinaf edilmeyen karar kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma, devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgileri temin etme suçundan verilen beraat kararları 19.04.2018 tarihinde kesinleşmiştir.
    Gerekçeli kararda; "sanığın ... üyesi olduğuna dair tek delil sanığın adına kayıtlı olan...... ve numaralı telefon hattı ile Eylül 2011-Kasım 2011 döneminde... adına kayıtlı ...... numaralı hattın Diyarbakır/Yenişehir ve Batıkent"te sinyal aldıkları, yine sanığın adına kayıtlı olan 0532... numaralı hat ile ...... numaralı hattın Ekim 2011-Kasım 2011 döneminde yine Diyarbakır/Yenişehir ve havaalanı civarından sinyal aldıkları, 12 Ocak 2012-Mart 2012 arası Diyarbakır/Yenişehir ve Kayapınar civarından sinyal aldıkları, 01 Nisan 2012 günü Ankara/Batıkent"ten sinyal aldıkları, 17 Nisan 2012-Ekim 2012 döneminde Diyarbakır/Yenişehir ve Kayapınar civarından sinyal aldıkları hususudur. Sanığın adına kayıtlı bulunan telefon hatları ile aynı bölgeden sinyal veren ...... telefon hattının sanığın kullanımında olduğu ve sanığın... adına kayıtlı ...... numaralı hattı ... örgütü faaliyeti kapsamında operasyonel (gizli) hat olarak kullandığı, bu hat ile de bağlı olduğu abi olan ... ... ile irtibatlı bulunduğu iddia edilmektedir. Her ne kadar sanığın adına kayıtlı telefon hatları ile ...... numaralı hattının 2011-2012 yıllarında bazı dönemlerde aynı bölgeden sinyal vermesi şüphe arzetse de bu husus bahsi geçen hattı sanığın kullandığına dair kesin bir delil değildir. Zira zayıf bir ihtimal de olsa bunun tesadüfi olabileceği gibi bahsi geçen ...... numaralı hattın sanığın yanına sık sık gelip giden bir yakını veya arkadaşının kullanımında olma ihtimali de vardır. Ceza yargılaması bakımından kesin delil gerektiğinden "şüpheden sanık yararlanır" evrensel ilkesi gereğince bahsi geçen hattın sanık tarafından kullanıldığını kabul etmek mümkün değildir. Yine sanığın görevi gereği elde ettiği gizli bilgileri bu telefon hattı üzerinden ... ..."a ilettiği ve casusluk suçunu işlediği iddiası da şüpheli kalmaktadır. Anlatılan nedenlerle sanığın ... üyesi olduğuna ve casusluk suçunu işlediğine dair başkaca somut, yeterli ve inandırıcı delil de elde edilemediğinden beraatine karar vermek gerekmiştir." denilmiştir.
    13.03.2019 tarihinde sehven unutulan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına dair ek karar verildiği görülmüştür.
    28.02.2019 tarihinde Milli İstihbarat Teşkilatınca sanığın operasyonel hat kullandığı, hakkında mahrem yapı içerisinde yer aldığına dair her ne kadar sonradan geri çekilmiş ise de ..."ın ifadesi ile ... ..."un ifadesinin bulunduğu belirtilerek kesinleşen ilama karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hususunda ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2019 tarihli yazısı ile yargılama aşamasında sanığın "..." olarak belirtilen ve hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan 7 adet soruşturma olduğu anlaşılan ... ... ile kanun yararına bozma talep eden kurum personeli olarak Diyarbakır"da görev yaptığı sırada ......, 0532... numaralı hatlarla görüştüğüne dair şüpheli ... ..."ın soruşturma dosyaları getirtilerek dosya içeriğinde mevcut HTS raporlarıyla karşılaştırma yapılması ve yine varsa ... ..."ın beyanlarında sanığın .../PDY mensubu olup olmadığına ilişkin hususların değerlendirilmesi yönünde bilirkişi raporu aldırılmaksızın, sanığın .../PDY mensubu olduğuna ilişkin ... ve MİT mensubu ihraç edilen ... ..."un beyanları bulunduğu bildirildiğinden, Cumhurbaşkanlığı Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından hakkında .../PDY mensubu olduğuna dair bilgi, belge ve beyan bulunup bulunmadığının sorulmaksızın yazılı şekilde suçların sübuta ermediğinden bahisle beraat kararı verilmesinin açıkça usul ve Kanuna aykırılık içerdiği, bu itibarla Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin anılan kararı aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hususunda görüş bildirilmesine müteakip, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce 21.05.2019 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kesinleşen karara yönelik kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    III. KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve casusluk suçlarından verilen beraat kararlarının, eksik incelemeye dayalı yetersiz gerekçe nedeni ile kanun yararına bozulup bozulamayacağına ilişkindir.
    IV. HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan başvurunun, Kanun yararına bozmanın, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğu, incelemenin karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre isteme bağlı kalınarak yapılacağı hususları dikkate alınarak yapılan incelemede;
    Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
    Aynı nedenlerle olağan kanun yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
    Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda kanunun aradığı kesinlikten bahsedilemez.
    Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
    Sübutu kabul edilen eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı ya da hangi suçu oluşturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliği ve hukuk güvenliği amaçları bağlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceğinde şüphe yoktur. Yüksek Ceza Genel Kurulu da aynı görüştedir.(23.6.2009 t, 2009/7-69, 176 sy)
    Ancak ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 tarih, 260/281 sayılı kararında da açıklandığı üzere; olaya ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmişse, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine noksan kovuşturma yapıldığından ya da takdirinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozmaya gidilemez.
    Diğer taraftan AİHS"nin 6. ve Anayasanın 36/1. maddeleri ile teminat altına alınan adil yargılama hakkı kapsamında kalan ve ceza yargılama hukukunun temel ilkelerinden olan "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralı gereğince, nihai bir kararla mahkum edilen ya da beraat eden kimse, aynı egemenlik alanı içinde aynı fiilden dolayı yeniden yargılanamaz ve cezalandırılamaz. AİHS 7 nolu protokolün 4. maddesi ile Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 14/7. maddeleri de bu kuralı güvenceye bağlamıştır.
    Ne var ki, asıl amacı maddi gerçeğe insan onuruna yaraşır biçimde ulaşmak olan ceza yargılamasının, adli hatalar nedeniyle mutlak hakikate ulaşamaması muhtemel ve vakıadır. Bu nedenle kesin hükmün otoritesine istisna olmak üzere olağanüstü yasa yolları benimsenmiştir. 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma, 311-314. maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi ve 308. maddesinde yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı da bu istisnalardandır.
    Yukarıda değinildiği gibi kanun yararına bozma talebine ilişkin inceleme, talebe esas teşkil eden hüküm ya da kararın tesis edildiği tarih ve şartlar itibariyle değerlendirilmesini gerekli kılar. Hüküm ya da karar tarihinden sonra ortaya çıkan deliller, şartları varsa yargılamanın yenilenmesini gerektirebilir ise de kesinleşen hüküm veya kararı kanun yararına bozma talebinin konusu haline getiremez. Aksi düşünce hem kesin hükmün otoritesini sarsar hem "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralını ihlal eder hem de hukuk güvenliğini zedeleyerek toplumsal tedirginlik ve huzursuzlukları besler.
    Bu açıklamalar ışığında hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve casusluk suçlarından beraat kararı verilen sanık aleyhine;
    A-) Silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden kesinleşen beraat kararına yönelik olarak; kanıtların takdir ve değerlendirmesinde yanılgıya düşüldüğünden veya eksik kovuşturma ile karar verildiğinden söz edilmek sureti ile yapılan istemin kanun yararına bozma yasa yoluna konu olamayacağından,
    B-) Devletin Güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme/casusluk suçundan verilen beraat hükmüne yönelik olarak yapılan incelemede ise; suçtan doğrudan zarar gören ve bu nedenle davaya katılma hakkı bulunan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı/Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının davadan haberdar edilip gerekçeli kararın da anılan kuruma tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında bu suç yönünden usulüne uygun kesinleşmiş bir karardan bahsedilemeyeceğinden istemin reddine karar verilmiştir.
    V.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.05.2019 tarih, 2019/56462 sayılı tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi