Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15148
Karar No: 2018/1541
Karar Tarihi: 27.02.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/15148 Esas 2018/1541 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/15148 E.  ,  2018/1541 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, kurumca resen tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı borcunun iptali ile kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    İl Özel İdaresi bünyesinde çalışmakta iken uzun vadeli sigorta kolları üzerinden prim yatırma isteklerine rağmen, sosyal güvenlik destek primine tabi olarak bildirim yapılan dava dışı 3 sigortalının daha önceden açtığı ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmaları gerektiğinin tespitine dair kesinleşen mahkeme kararları nedeniyle, davalı kurumca davacı İdare tarafından ödenen primlerin mahsubu ile uzun vadeli sigorta kollarından alınması gereken toplam prim tutarlarının bakiye kısmı ve gecikme zammı ile doğan prim borcunu davacıya tebliğ ettikten sonra davacı İdare tarafından prim asıllarının ödendiği, ne var ki gecikme cezalarının ödenmediği anlaşılmakta olup, davaya konu uyuşmazlığın, davacının, gecikme zammı borcunun bulunup bulunmadığı hususunda toplandığı, mahkemece davacı hakkında Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 108’inci maddesi gereğince davacının süresi içerisinde bordroları verdiği ve hakkında gecikme zammı uygulanmaması gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanun’un “Primlerin ödenmesi” başlığını taşıyan 88’inci maddesinin on altıncı fıkrasında, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Kanun"un 51’inci, 102’inci ve 106’ıncı maddeleri hariç, diğer maddelerinin uygulanacağı bildirildikten sonra, aynı maddenin 21. Fıkrasında, Kurumun kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle primlerin farklı zamanlarda ödeme süresini belirlemeye yetkili olduğu ve son fıkrasında ise, primlerin ödenmesine dair uygulamanın usul ve esaslarının, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.

    Diğer taraftan, aynı maddeye 6552 sayılı Yasanın 52’nci maddesi ile eklenen fıkra ile “Sigortalılar ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata veya yanıltıcı beyanından kaynaklanmaması şartıyla, sigortalılarca ödenen prim ve prime ilişkin borcun noksan tahakkuk ettirildiğinin Kurumca sonradan tespit edilmesi hâlinde tespit edilen fark prime ilişkin borç aslına, tebliğ tarihinden itibaren 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır.” Hükmü mevcuttur.
    Kurumun primlerin nasıl ödeneceği hususunda Kurumca yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin "Primlerin Ödenmesi" başlıklı üçüncü bölümün, "Sigorta primlerinin ödenme süresi ve erken ödeme" başlıklı 108 inci maddesinde ise;
    "…..(4) Sigorta primleri, Kurumca çıkarılacak tebliğde belirtilecek süreler dışında ödenmekle birlikte….
    i)(Ek:RG-17/4/2012-28267) (Değişik:RG-21/8/2013-28742) Kamu kurumlarında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için mahkeme kararları veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ve ücret niteliğinde ödeme yapılması halinde mahkeme kararının idareye tebliğ edildiği tarihi takip eden günden veya idarenin karar tarihinden itibaren, başlamak üzere Kurumca çıkarılacak tebliğde belirtilecek süreler içinde ödenirse yasal süresi içinde ödenmiş kabul edilir." şeklinde düzenlenerek, aylık prim ve hizmet belgesi yasal süresi dışında verildiği halde yasal süresi içinde verilmiş sayılan hallere ilişkin primlerin ödeme süreleri tahdidi olarak belirtilmiştir.
    Diğer taraftan 5510 sayılı Yasanın 89’uncu maddesinin ikinci fıkrasında ise, Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her bir ay için % 2 oranında gecikme cezası uygulanarak artırılır. Ayrıca, her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden ıskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır. Bakanlar Kurulu, ilk üç ay için uygulanan gecikme cezası oranını iki katına kadar artırmaya veya bu oranı % 1 oranına kadar indirmeye, yeniden kanunî oranına getirmeye ve uygulama tarihini belirlemeye yetkilidir. Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer Kurum alacaklarının ödenmemiş kısmı için gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil edilir.” Hükmü mevcuttur.
    Eldeki davada ise, davacı idare nezdinde çalışanlara dair kesinleşen mahkeme kararları nedeniyle doğan “PRİM” borcunun ödenmesi aşamasında, anılan Yönetmelikte belirtilen ÜCRET ALACAĞINA ilişkin hükümlerin davaya konu uyuşmazlıkta uygulama kabiliyetinin bulunmadığının gözetilmemesi isabetsiz olduğu gibi, 6552 Sayılı Yasanın 52’nci maddesi ile eklenen yukarıda belirtilen fıkra hükümlerinin de uygulanma kabiliyetinin -sigortalılarca ödenen primlerin bulunmaması karşısında- bulunmadığının gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, mahkemece davaya konu uyuşmazlığın yasal dayanağının 5510 Sayılı Yasanın 89’uncu maddesi olduğu, bu kapsamda davalı kurumca geç ödenen primler nedeniyle gecikme zammı tahakkukuna dair yapılan işlemin yerinde olduğu dikkate alınarak, yeniden bir karar verilmelidir.

    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi