Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9557
Karar No: 2019/8144
Karar Tarihi: 06.12.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/9557 Esas 2019/8144 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/9557 E.  ,  2019/8144 K.

    "İçtihat Metni"



    I.TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2019 tarih ve 2019/93451 sayılı yazısı ile; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24/04/2019 tarihli ve 2019/2648 soruşturma, 2019/1026 esas, 2019/362 sayılı iddianamenin iadesine dair Şırnak Asliye Ceza Mahkemesinin 25/04/2019 tarihli ve 2019/361 sayılı iddianame değerlendirme kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/05/2019 tarihli ve 2019/206 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamını göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 170/2. maddesi “ Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü gereğince soruşturma evresi sonunda toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturması durumunda Cumhuriyet savcısının kamu davası açması gerekeceği, somut olayda da, her ne kadar Şırnak Asliye Ceza Mahkemesince " ..."şüphelinin yakalanıp inceleme tutanağındaki facebook adresinin kendisine ait olup olmadığı ve paylaşımları bizzat yapıp yapmadığının sorularak tespitinin, suçun sübutuna etki edeceği..." gerekçesiyle iddianame iade edilmiş ise de; atılı suçu içeren facebook internet paylaşımlarını yapan ""..." isimli kullanıcının kimlik bilgilerinin kolluk araştırmaları ile tespit edildiği, şüpheli ve eylemi yönünden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 299/1. maddesi uyarınca inceleme yapılmak üzere anılan Kanun"un 299/3. maddesi gereğince kovuşturma izni istendiği ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 75723908-106-03-11441-2018-E.3918 sayılı ve 07/03/2019 tarihli oluru ile kovuşturma izni verildiği, şüphelinin tüm aramalara rağmen bulunamadığı, 17/07/2018 tarihinde şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında şüphelinin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı, Cumhuriyet savcısı tarafından toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu kanaatiyle iddianame düzenlenmiş olduğu, dava açmaya yeter şüphenin valığı hâlinde Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz
    edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, iddianame düzenlenmesi için kovuşturma izni ve yeterli şüphe olduğu gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/09/2019 gün ve 94660652-105-73-10239-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    II. OLAY :
    Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü Muhabere ve Elektronik Şube Müdürlüğüne 14.12.2016 tarihinde ismini hatırlayamadığı bir haber sitesinde yorumları okurken dikkatini çektiğinden bahisle şikayette bulunduğunun belirtildiği ve ihbarda bulunulan şahıs ile ilgili teşhisine yarar bilgiler ile kimlik bilgilerinin bulunmadığı anlaşılan bir ihbar üzerine Siber Suçlar ile Mücadele Müdürlüğünce yapılan sanal devriye faaliyeti kapsamında, URL adresi tespit edilen ve ... profil adı ile Cumhurbaşkanına hakaret içeren ve PKK/KCK Terör Örgütünü övücü, özendirici ve destekleyici mahiyette paylaşımlarda bulunulduğunun tespit edildiği ayrıca 11 Kasım 2017 tarihli paylaşımında annesini erken yaşta kaybettiğini, babasının "Hacı Hüseyin" diye bilindiğini, hapishane kapılarında mahvolduğunu ve babasının amcasının oğlu ile birlikte çekilmiş bir resmini paylaştığı, 1 Mart tarihli paylaşımında doğum gününü kutladığını ve 58 yaşına girdiğini, 20"li yaşlarda hapis yattığını belirterek kendisinin, babasının ve akrabasının resimlerini paylaştığı da görülen ilgili raporun "şekil 62" olarak belirtilen kısmında belirtilen facebook sayfasının "hakkına" başlıklı profil bilgilerinde "1 Mart 1960" tarihinin işlendiği, iş ve eğitim, yaşadığı yerler, iletişim bilgileri ve temel bilgilerinin, aile ve ilişkiler kısımlarının boş olduğu, memleketinin "Basel" olarak belirtildiği sonuç kısmında "yapılan açık kaynak araştırması ve Pol-Net-4 Ekip projesi çalışmaları sonucunda belirtilen facebook adresine bağlantılı URL adresinde bulunan ... isimli hesap kullanıcısının kimlik bilgilerinin belirtilerek "Pratteln/İsviçre Konfederasyonu adresinde ikamet etttiği düşünülen ... olabileceğinin değerlendirildiği" ve 07.02.2017 tarihli tutanak ile de özetle "çok sayıda paylaşımlar yaptığı belirtilen şahsın kimlik bilgileri belirtilen ... olduğunun değerlendirildiği, adresinin ise Pratteln/İsviçre Konfedarasyonu olduğunun görüldüğü, arşiv kayıtlarında herhangi bir belge ve bilgiye rastlanılmadığı" hususlarının 07.02.2017 tarihinde fezlekeye bağlanarak bildirilmesi üzerine Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/1462 soruşturma numarası ile başlatılan soruşturma kapsamında; 14.07.2018 tarihinde Şırnak Cumhuriyet savcısının istemi üzerine Şırnak 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 17.07.2018 tarih 2018/2326 değişik iş sayılı kararı ile Cumhurbaşkanına Hakaret Suçundan 5271 sayılı CMK"nun 98. maddesi gereği hakkında yakalama kararı çıkartılan; 11.12.2018 tarih 2018/691 sayılı tefrik kararı ile de Cumhurbaşkanına hakaret suçuna dair yürütülen soruşturmanın terör örgütü propagandası yapmak, Türk Milletini, Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini Alenen Aşağılama suçlarından yürütülen soruşturma dosyasından ayrılarak 2018/8448 soruşturma numarası üzerinden yürütülmesine karar verilmesine müteakip, 12.12.2018 tarihinde "açık kaynak araştırması" ve "site bilgileri sorgu sayfası" nın delil olarak bildirilmesi sureti ile Adalet Bakanlığına yapılan izin talebine müsteniden 07.03.2019 tarihinde verilen kovuşturma iznine istinaden, yerleşim yerini belirtir aile nüfus kayıt örneği ile 765 sayılı TCK"nun 146/3,59 maddelerinden hükmolunan 12 yıl 6 ay hapis cezasına dair Ankara SYNT 1. ASM ilamını da belirtir adli sicil kaydının da sunularak, 24.12.2016 ila 16.01.2018 tarihleri arasında açık kaynak araştırma tutanağında belirtilen;
    16.01.2018 tarihinde "rojevakurdistan.org" sitesinde yer alan "hakaret içerikli fotoğrafın altında paylaşım olarak, Times: ... Suriye"de ateşle oynuyor, ABD ile karşı karşıya gelir...." şeklindeki paylaşımı yaptığı,
    16.01.2018 tarihinde YPG mensupların yer aldığı fotoğraf ile ..." nun Öyle görünüyor ki YPG nasıl ki bölgeyi DAİŞ"ten temizlediyse, ... belasından temizlemek de yine bize kader olmuş şeklindeki beyanda bulunduğuna dair beyanı paylaştığı,
    07.01.2018 tarihinde "Fransız basını ..."ı kopya çekerken yakaladı. Danışmanlarıncan kopya alamayınca diliyle birlikte her yeri birbirine dolaşan ... ..."ın iyice saldırganlaştığı" şeklinde yorumda bulunarak başkaca bir sosyal medya hesabında yer alan videoyu paylaştığı;
    28.12.2017 tarihinde "Afrin sana yedirilir mi ...? Rusya ve Şam ordusu idlib’de Türk destekli El Nusra"ya karşı operasyon başlatınca ..."in ağzı bozuldu ve ..."ı terörist ilan etti. Gelen bilgilere göre Rusya ve Suriye rejimi Türk devletinin Afrin"e girmesine karşı. Afrin"e bir türlü girme izni alamayan ... ..."ın elinde şimdilik PYD"nin Soçi toplantısına katılmasını engellemeye çalışmaktan başka bir şey kalmadı. Ancak onun da elle tutulur bir gerekçesi yok. Amerika, Rusya hatta Suriye rejimi PYD’stz bir Söçi toplantısının hiç bir sorunu çözemeyeceğini biliyorlar. İzin verilse dahi Türk devletinin nasıl gireceği ve Afrin"i elinde nasıl tutacağı büyük bir soru işareti, Türk ordusunun Afrin"e girmesi durumunda YPG"nin Suriye’deki Türk güçlerine ağır darbeler vuracağına ve Türk ordusunun tarihinin en büyük direnişiyle karşılaşaeağına kesin gözüyle bakılıyor. Kuzey Kürdistan"da yüreği yanık olan PKK ve YPG güçlerinin Afrin"i hiç bir koşulda Türk devletine bırakmayacaklarını söylemek bir kehanet değil. Bu bir ölüm kalım ve aynı zamanda onur savaşıdır, PKK ve YPG"nin onur savaşının ne demek olduğunu iyi bildiklerini sanıyorum.. " şeklinde Cumhurbaşkanının resmini de paylaşmak sureti ile yorumda bulunduğu,
    24 Ekim 2017 tarihinde "... Faşist ..."dan ABD"ye; Gönünüzü göstereceğim AKP"li Cumhurbaşkanı ... Faşist ... ABD"ye sert sözlerle yüklenerek, "sizin gücünüz ... ...’ın 13 tane koruması için gözaltı kararı çıkartmaya yeter, Bu işler bittiği zaman da biz dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz, Bunların hepsini de açıklayacağız" şeklindeki paylaşımda bulunduğu,
    20 Ekim 2017 tarihinde "... Faşist ..."dan ABD"ye: Bunu nasıl izah edeceksin Suriye iç savaşını posterleri Şam"a kadar asılsın diye başlatan ve Öğlen namazını Şam"da kıldıktan sonra zafer kazanmış olarak dünyanın bütün liderlerini karşılayacağı birde Beyaz Saray yaptıran ... Faşist ..., Rakka"yı alan YPG"lilerin Rakka’yı dev ... posterleri ile süslemesiyle çıldırdı ve ABD"ye sordu: "Bunu nasıl izah edeceksin? Yanımızda değilsin, inanmıyoruz, şeklinde terör örgütü lideri ..."ın posteri önünde resim çekinen örgüt mensuplarının da bulunduğu fotoğrafı da paylaşmak sureti ile paylaşımda bulunduğu;
    20 Ekim 2017 tarihinde ".Bir PKK üyesi böyle bir eylem yapsaydı, eylem PKK"ye ait olurdu. Bir IŞİD üyesi böyle bir eylem yapsaydı, eylem IŞİD"in olurdu. Rus elçisini bir Türk polisi elini kolunu sallayarak öldürmüşse cinayetin sorumluluğu devlete aittir. Rus Elçiyi öldüren katil polisin işaretiyle, ..."ın kullandığı işaretin aynı olması ne kadar tesadüftür?" şeklinde olay anına dair fotoğrafı da paylaşmak sureti ile yorumda bulunduğu,
    22 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanının fotoğrafını da paylaşarak "Kişinin karakteri, kişinin yaşamıdır. İnsanlara yaşamayı değil idamı vaad eden ..., 21. Yüzyılın ölüm saçan lideri olarak hayatı ibret ve acıyla sonlanacaktır. Suratı gittikçe daha çok ölümü anımsatması bundandır."
    24 Aralık 2016 tarihinde "Mursi gibi bir akibete uğrarsam ...Flash açıklama şeklinde Cumhurbaşkanının resminin de bulunduğu fotoğrafı paylaşmak sureti ile "Normal bir hukukta onlarca şehri yerle bir etmek terörizmi desteklemek yıktığı şehirlerde toplu katliamların emrini vermek komşu ülkelerde iç savaş çıkarmakla yüzbinlerce kişinin ölümüne neden olmak suçlarından idam cezasına çarptırılması gereken ..., zıvanadan çıkmış Türkiye"de her hangi bir değeri olmayan idam cezasının ipine sarılmış durumda Gittiği her yerde meclis idam kararı alsın diyor. Keşke idam kararı çıkarsalar. Suçlu diktatör taslakları daha sonra genellikle kendi çıkardığı idam kararlarının öznesi olarak ya dar ağacını boyluyor ya da kurşuna diziliyorlar şeklinde ayrıca Rojevakurdistan.org isimli paylaşım sitesinin Cumhurbaşkanına hakaret içerikli paylaşımlarda bulunmak sureti ile atılı suçu işlediği, bilinen adresinin Pratteln/İsviçre konfedarasyonu olduğunun ve başkaca bir bilgi ve belgeye rastlanmadığının, hakkında yakalama kararı çıkartıldığının, suç tarihinin 14.12.2016 ve suç yerinin Şırnak/Merkez olduğu ve "açık kaynak araştırma raporu" "kolluk tutanakları" "kovuşturma izni talep ve sonucu" "adli sicil ve nüfus kayıtları" "tüm dosya kapsamı" deliller olduğu belirtilen 2019/2648 soruşturma, 2019/1026 esas ve 2019/362 numaralı, 5237 sayılı TCK"nın 299/1, 43/1, 53/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemini içerir Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamenin; Şırnak Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2019 tarih 2019/361 değerlendirme numaralı kararı ile yakalama kararının infaz edilmemesi, isnat edilen suçun tek delilinin facebook sosyal medya paylaşım sitesindeki paylaşımlar olması, sitenin kullanım detaylarının soruşturma merciine gönderilmemesine nazaran savunması alınmayan şüphelinin yakalanıp inceleme tutanağındaki adresin kendisine ait olup olmadığı ve paylaşımları bizzat kendisinin yapıp yapmadığının sorularak tespitinin yapılmamasının suçun sübutuna etki edeceği değerlendirilerek 5271 sayılı CMK"nın 170 ve 174/1-a maddesi uyarınca iadesine karar verilmesi üzerine, 30.04.2019 tarihinde Cumhuriyet savcısınca özetle toplanan deliller kapsamında yeterli şüphenin oluştuğu, kimlik tespitine yönelik araştırmaların yapıldığı, şüphelinin güncel fotoğraflarını kullanıldığı, kimlik bilgilerini doğrular paylaşımlarda bulunduğu,yakın akrabaları ile de arkadaş olduğu, sayfanın şahıs tarafından kullanıldığı hususunda yeterli şüphenin bulunduğu ayrıca yakalama kararı kapsamında makul sürece de beklenildiği belirtilerek verilen kararın kaldırılmasına dair yapılan itirazın, Şırnak 1 Ağır Ceza Mahkemesinin 08.05.2019 tarihli 2019/206 değişik iş sayılı kesin kararı ile iddianamenin iadesine dair karardaki gerekçeye göre usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından itirazın kabulüne dair mütalaaya aykırı olarak itirazın reddine karar verilmesi üzerine 31.05.2019 tarihinde Cumhuriyet savcısınca belirtilen itirazları tekrarla ayrıca itiraz merciince yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi nedeni ile kesin kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesine müteakip, 18.09.2018 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine Dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    III. KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1. maddesi gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    IV. HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
    5271 sayılı CMK"nın
    Kamu davasını açma görevi
    Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
    (2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
    (3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
    a) Şüphelinin kimliği,
    b) Müdafii,
    c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
    d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
    e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
    f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
    g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
    h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
    i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
    j) Suçun delilleri,
    k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
    Gösterilir.
    (4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
    (5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
    (6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
    İddianamenin iadesi
    Madde 174 – (Değişik: 25/5/2005 - 5353/27 md.)
    (1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
    a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
    b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
    c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
    İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
    (2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
    (3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
    (4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
    (5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
    Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan başvurunun, Kanun yararına bozmanın, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğu, incelemenin karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre isteme bağlı kalınarak yapılacağı hususları dikkate alınarak yapılan incelemede;
    Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
    Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
    CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâl” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (......, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
    Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
    5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
    İddianemenin iadesi kurumu şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktadır. Bu nedenle Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinin teminatı mahiyetindedir. İddianemedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir ancak eksik soruşturma sonucu yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklenmesi, yargılama sonucunda beraat etmiş olsalar dahi hak ihlaline sebebiyet vereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmeyeceği aşikardır.
    Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanı sıra; iddianamenin iadesi müessesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Ancak Anayasanın 38, 5271 sayılı CMK"nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK"nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
    Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere;
    "Kamu davasının tek veya zorunlu olduğunda birbirini izleyen oturumlarda ve mümkünse bir günde sonuçlandırılmasını gerçekleştirebilmek amacıyla; iddianamenin, hukuken geçerli ve yeterli delillerin toplanmasından ve dava açma koşullarının gerçekleşmesinden sonra, tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olarak mahkemeye verilmesi gerekmektedir.
    Yeterli delil bulunmadan veya toplanmadan âdeta delilsiz davanın açılmış olması ve bunun sonucu olarak mahkemenin soruşturma yapmak zorunluluğunda kalacağının anlaşılması halinde iddianame iade edilecektir...
    Deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür..."
    Bir çok Yargıtay kararında da belirtildiği üzere, şüphelinin savunmasının alınmasını zorunlu kılan açık bir hükme CMK’nın 170 ve 174. maddelerinde yer verilmemiştir. Ancak bu durum her koşulda savunma alınmadan dava açılabileceği şeklinde yorumlanmamalıdır. Şüphesiz kendisine ulaşılamayan şüpheli hakkında, toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturuyorsa, Cumhuriyet savcısı savunma almadan dava açabilecektir. Ancak şüphelinin savunmasının alınması için hiçbir girişimde bulunulmadığında bu ilke işletilemeyecektir.
    CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiştir. Emredici nitelikte bulunan bu kuralın yerine getirilmesi çoğu zaman şüphelinin savunmasının alınmasıyla işlerlik kazanacaktır.
    Öte yandan Anayasamızın 90/4. maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası olan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşmenin yorumunu yapan bağlayıcı nitelikteki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin adil yargılanma hakkına ilişkin kararları uyarınca da etkili, yeterli ve adil bir soruşturmanın yürütülebilmesi için, şüphelinin suçlamalardan en kısa zamanda haberdar edilip, savunma hakkının tanınması gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kullanıcısı olduğu değerlendirilen sosyal medya paylaşım sitesindeki sayfasında yaptığı paylaşımlarla Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediği iddiası ile 17.07.2018 tarihinde yakalama emri çıkartılarak 24.04.2019 tarihinde hakkında iddianame tanzim edilen, Pratteln, İsviçre Konfederasyonunda ikamet ettiği belirlenen, 2003 yılında vatandaşlıktan çıkartıldığı ve 2005 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden vatandaşlığa alındığı anlaşılan şüpheli hakkında; açık kaynak araştırma tutanağında belirtilen resimlerin kimlik bilgileri tespit edilen şüpheliye ait olduğuna dair bir tespitin bulunmaması ve suç oluşturduğu iddia edilen paylaşımlar ile ilgili sitenin şüpheliye ait olduğunun kesin olarak ortaya konamaması karşısında, söz konusu URL adresinin şüpheliye ait olabileceği ihtimalini ortaya koyan araştırma raporuna istinaden şüpheli hakkında 6706 sayılı Kanun hükümleri kapsamında istinabesine dair her hangi bir işlemde tesis edilmeden düzenlenen iddianamenin iadesine ilişkin karar ile bu karara vaki itirazın reddine dair merci kararında isabetsizlik görülmediğinden talebin reddine karar verilmiştir.
    V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
    Adalet Bakanlığının Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname yerinde görülmediğinden Kanun Yararına Bozma isteminin (REDDİNE), dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 06.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi