16. Hukuk Dairesi 2019/665 E. , 2021/2316 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 177 ada 26 parsel sayılı 46.363,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında dava Hazine"ye de yöneltilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın 02.05.2002 tarih, 3 ve 4 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığını, tapu kayıtlarının paydaşları arasında yapılan taksimle taşınmazın ...’a isabet ettiğini, taşınmazı Muzaffer’den 2002 tarihinde satın aldığını ve satın aldığı tarihten bu yana zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kayıt maliki olan ... adında bir şahsın olmadığının yapılan araştırma ile belirlendiği ve taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın kayıt maliki ...’in kim olduğu tespit edilemediğine göre, Mahkemece, "3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun" hükümleri uyarınca mahallin en büyük mal memurunun kayyım atanması hususunda vesayet makamından talepte bulunulması için davacıya süre ve imkan tanınması ve vesayet makamınca atanacak kayyım davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, kayyım tayini yoluna gidilmeksizin hüküm kurulması cihetine gidildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Her ne kadar Mahkemece, davaya Hazinenin katılımının sağlanması suretiyle yargılama yürütülmüş ise de, anılan yasa hükümleri uyarınca kayyım tayini zorunlu olduğundan, davanın Hazineye yöneltilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanmasına imkan bulunmamaktadır. Taraf teşkilinin sağlanması, yargılamanın her aşamasında re"sen göz önünde bulundurulması gereken dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, çekişmeli taşınmazın kayıt maliki davalı ...’e 3561 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kayyım tayin edilmesi hususunda vesayet makamından talepte bulunulması için süre ve imkan tanınmalı, vesayet makamınca atanacak kayyımın yöntemine uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanmasından sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.