Esas No: 1993/1302
Karar No: 1994/1296
Karar Tarihi: 02.03.1994
Danıştay 4. Daire 1993/1302 Esas 1994/1296 Karar Sayılı İlamı
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 1296
Esas Yılı : 1993
Esas No : 1302
Karar Tarihi : 02/03/994
YÜKÜMLÜNÜN VEKİLİ SIFATIYLA MALLARINA İHTİYATİ HACİZ KONULAN KİŞİNİN, İHTİYATİ HACZİN KALDIRILMASI YOLUNDAKİ BAŞVURUSUNUN REDDİNDEN SONRA İDARİ DAVA AÇMA SÜRESİ İÇİNDE VERGİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇABİLECEĞİ HK.
Tuz alım satımı işi yapan …'in vergi borçları nedeniyle, vekil sıfatıyla davacı adına uygulanan ihtiyati haczin kaldırılmasını ilişkin istemin reddi yolundaki işlem dava konusu edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; …'in 1991 yılı işlemlerinin incelemeye alınması üzerine inceleme elemanının kamu alacağının teminat altına alınabilmesi için ihtiyati tahakkuk uygulunması konusundaki istemi doğrultusunda, ihtiyati tahakkuka karar verildiği, 24.8.1992 günlü yazıyla da ihtiyati haciz işleminin yapıldığı, haciz varakası düzenlendiği, 12.2.1991 günlü vekaletname uyarınca yükümlünün vekili sıfatıyla davacı hakkında da ihtiyati haciz kararı alındığı, vergi dairesine verilen ve 26.11.1992 gününde kayda alınan dilekçeyle ihtiyati haczin kaldırılması isteminde bulunulduğu, istemin reddine ilişkin 26.11.1992 günlü yazının 27.11.1992 gününde tebliği üzerine 4.12.1992 gününde mahkeme kayıtlarına giren dilekçeyle dava açıldığı, 6183 sayılı Kanun'un 15.maddesi ile 2577 sayılı Kanun'un 11.maddelerinin birlikte değerlendirilmeleri sonucunda ihtiyati haciz işlemine karşı 7 günlük süre içerisinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra düzeltme talebinde bulunulup, düzeltme isteminin reddi üzerine dava açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar vermiştir. Davacı vergi yükümlüsünün kefili değil, sadece vekili olduğunu, mallarına ihtiyati haciz konulduğu konusunda herhangi bir tebligatın yapılmadığını, banka işlemlerin nedeniyle banka hesaplarına haciz konulduğunun 26.11.1992 gününde öğrenildiğini, ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddinden sonra 30 günlük sürede dava açıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 9.maddesinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344.maddesinde sayılan durumlara ilişkin bir kamu alacağının salınması için gereken işlemlere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairesince teminat isteneceği, aynı Kanunun 13.maddesinde, teminat istenmesini gerekli kılan durumlar varsa ihtiyati hacizin hiç bir müddetle bağlı olmaksızın alacaklı kamu idaresinin mahalli en yüksek memurunun kararıyla derhal uygulanacağı, 15.maddesinde ise, haklarında ihtiyati haciz işlemi uygulananların haczin uygulanması tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi mahkemesi nezdinde ihtiyati haciz sebebine itiraz edebilecekleri öngörülmüştür.
Bu maddelerin birlikte değerlendirilmesinden, ihtiyati haciz işleminin uygulanabilmesi için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344.maddesinde sayılan durumlara ilişkin bir kamu alacağın salınması yolunda gereken işlemlere başlanmış olmasının yeterli görüldüğü, ihtiyati haczin herhangi bir süre ile bağlı olmayacağı da ayrıca belirtilmek suretiyle haklarında ihtiyati haciz uygulananların ancak bu haczin sebebine 7 günlük sürede itiraz edebilecekleri, yargı yerinin de sadece ihtiyati haciz sebeplerinin bulunup bulunmadığı noktasında inceleme yapmak yetkisine sahip bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
İhtiyati haciz vergi mükellefiyet ve sorumluluğundan doğan amme borçları ile ilgili olarak başvurulan bir yöntemdir. Vergi mükellefiyet ve sorumluluğundan doğan vergi aslı ve cezasından oluşan amme borcunun normal muhatabı ise borcu mamelekinden ödemek durumunda olanlardır. Ancak Vergi Usul Kanunu bunun yanında temsilciler, mirascılar ile ilgili sorumluluk hükümlerini de içermektedir. 6183 sayılı Kanunun amme borçlusunu tanımlayan 3.maddesinde de benzer esaslara yer verilmiştir. Bu düzenlemeler karşısında asıl borçlu yanında, kanuni temsilciler, mirasçılar, kefiller, yabancı şahıs ve kurum temsilcileri, şahsi şirket ortakları hakkında da ihtiyati haciz uygulabilecektir.
Olayda davacının vekili bulunduğu vergi yükümlüsü hakkında yapılan inceleme sonucunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344.maddesinde sayılan durumlan nedeniyle bir tarhiyat yapılması için gerekli işlemlere başlanmış olması dolayısiyle ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alınmış, davacı hakkında da yükümlünün vekili olması sıfatiyle ihtiyati haciz uygulanmıştır. Yukarıda da değinildiği gibi davacı ihtiyati haczin muhatabı olacak kişilerden değildir. İhtiyati haciz kararı kendisine tebliği edilmeyen bu kişi hakkında uygulanan bu işlemin iptali için doğrudan dava açabileceği gibi, söz konusu işlemin kaldırılması,geri alınması ve düzeltilmesi istemiyle idareye de başvurulabilir. İdarenin başvurunun reddi yolundaki işleminin idari davaya konu edilmesine bir engel bulunmamaktadır. Davacı 26.11.1992 gününde öğrendiği, hakkındaki haciz uygulamasının kaldırılması dileğiyle ve aynı tarihli dilekçeyle idareye başvurmuştur. İdarenin ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddetmesi üzerine de idari dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde dava açılmıştır. Davacı, ihtiyati haciz sebeplerinin bulunmadığı iddiası ile değil, ihtiyati haczin muhatabı olamayacağı iddiasıyla idareden kaldırma isteminde bulunmuştur. 6183 sayılı Kanunun 15.maddesinde öngörülen 7 günlük dava açma süresi ihtiyati haczin sebebine yönelik itirazlarda geçerlidir. Bu itibarla süresinde açılan bir dava söz konusu olduğundan mahkemenin davayı süre aşımı nedeniyle reddetmesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle … Vergi Mahkemesi'nin … günlü ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.