8. Hukuk Dairesi 2010/365 E. , 2010/2943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne dair Dalaman Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.01.2009 gün ve 245/8 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, bağış ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 1982 yılından itibaren 20 yıldan fazla süreyle kullanılan 110 ada 3 ve 4 parsellerin sınırında bulunan taşınmaz bölümünün vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazın öncesinin orman olduğunu, Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılan yerlerden bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı köy yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır.
Mahkemece, kazanma koşullarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi raporunda işaretli 10524.71 m2 yüzölçüme sahip taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddeleri uyarınca imar-ihya ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
Dava konusu taşınmaz, 1954 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... çayı yatağı olarak tesbit dışı bırakılan bir yerdir. Bu maddelere dayanılarak bir yerin tapuya tescil edilebilmesi için bu maddelerde yazılı olumlu ve olumsuz koşullarının araştırılıp belirlenmesi, kazanma koşullarının kanıtlanması gerekmektedir. Davacı, dilekçesinde imar-ihya olgusuna dayanmamış, yerel bilirkişi ve tanıklar bu konuda herhangi bir açıklamada bulunmaksızın kazanmayı sağlayan zilyetlikten söz etmişlerdir. Dava konusu taşınmazın dere yatağı niteliği ile tesbit dışı bırakılan yerlerden olduğu bildirildiğine göre, böyle bir yerin imar ve ihya edilmedikçe zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla; imar ve ihya ile başlamayan zilyetlik, kazanma bakımından hukuken bir değer taşımaz. Kural olarak, çay yatağı niteliğiyle tesbit dışı bırakılan yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi uyarınca imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir Dosya içerisinde bulunan kayıt ve belgelerden taşınmazın bulunduğu yerde DSİ Genel Müdürlüğü tarafından ıslah çalışması yapıldığı, ıslah yapıldıktan ve derenin yatağını bulmasından sonra tescil konusu yerin ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ıslah çalışmalarına ilişkin harita ve belgeler DSİ Bölge Müdürlüğünden getirtilmemiş, ıslah çalışmalarının tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmemiş, ... Çayının aktif yatağında veya etki alanında bulunup bulunmadığı uzman jeolog bilirkişi dinlenilmek suretiyle açıklığa kavuşturulmamıştır.
Diğer yönden; davalı Hazine vekili taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu ve 2/B uygulamasıyla orman dışına çıkarıldığı savunulmuş olmasına karşın mahkemece savunmaya değer verilerek taşınmazın bulunduğu bölgeye ait orman sınırlandırma haritaları ile varsa 2/B uygulamasına esas orman kadastro tutanakları istenilerek Orman bilirkişisi marifetiyle taşınmaz başında uygulanmamış, ormandan elde edilen yerlerden olup olmadığı tesbit edilmemiştir.
Bundan ayrı; dava, tescil davası olup çifte tapunun önlenmesi bakımından teknik bilirkişi rapor ve krokisi eklenmek suretiyle taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmamış, taşınmazın çevresinde bulunan 110 ada 3,4 parseller ile kuzey sınırında bulunan 37, 38, 39, 40 ve 41 parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile varsa dayanak belgeleri istenilerek keşif mahallinde yerel ve teknik bilirkişiler aracılığı ile uygulanmamış ve taşınmaz yönünü nasıl gösterdiği üzerinde durulmamıştır.
Mahkemece, taşınmazın çevresinde bulunan parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile varsa dayanak belgelerinin Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden, bölgeye ait orman kadastro tutanakları ve orman tahdit haritaları ile varsa 2/B çalışmasına ilişkin kayıt ve belgelerin Orman İdaresinden, ... Çayı üzerinde yapılan ıslah çalışmalarına ilişkin harita ve belgelerin DSİ Bölge Müdürlüğünden eksiksiz olarak istenilmesi, HUMK.nun 259.maddesi hükmü uyarınca; dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, aynı Kanunun 258.maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile çağrılması, istenilen harita ve belgelerin teknik, ziraat, orman ve jeolog bilirkişi marifetiyle taşınmaz başında uygulanması, tescil konusu taşınmazın öncesi itibariyle niteliği, davacının bu yeri nasıl imar ve ihya ettiği, imar ve ihyanın başlama ve bitiş tarihleri, imar-ihyanın ve DSİ tarafından yapılan ıslah çalışmalarının tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar davacı lehine kazanma süresinin geçip geçmediğinin belirlenmesi, bu konuda teknik, orman, jeolog ve ziraat mühendisinden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, temyiz incelemesi sırasında gözönünde tutulmak üzere HUMK.nun 366.maddesi hükmü uyarınca dava konusu taşınmaz ve çevresinin resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması beyanlar arasında aykırılık çıktığı taktirde, aynı Kanunun 265. maddesi hükmü nazara alınarak giderilmesine çalışılması, Kadastro Kanununun 17.maddesindeki tüm koşulların davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin gözönünde tutulması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının bu bakımlardan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.