Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/12447 Esas 2018/10725 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/12447
Karar No: 2018/10725
Karar Tarihi: 04.05.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/12447 Esas 2018/10725 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/12447 E.  ,  2018/10725 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren nezdinde 26.11.1989-27.05.2009 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ve yıllık ücretli izin alacaklarını istemiştir.
    Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette iddia edilen kadar çalışmasının bulunmadığını, çalıştığı süreye ilişkin olarak tüm işçilik alacaklarının ödendiği beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Anayasamızın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141. maddesinin 3. fıkrasında; ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” hükmüne yer verilmiştir.
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Aynı kural 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de tekrarlanmış; 294/3. maddesinde de “hükmün tefhimi hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur.” 298/2 maddesinde ise “gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan kurallara açıkça aykırılık oluşturur.
    Mahkemece tefhim edilen kısa kararda, 14.000,00 TL yıllık izin alacağına hükmedildiği halde sonradan yazılan gerekçeli kararın hüküm fıkrasında aynı alacağın 15.804,67 TL olduğu kabul edilerek kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 10/04/1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma sebebidir. Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi sebebiyle kararın bozulması gerekmiştir.
    Ayrıca davacının hizmet süresi 01.02.1992 tarihinde işe giriş yaptığı değerlendirilerek hesaplanmış ise de sigorta hizmet döküm cetvelinde davacının bu tarihten önce de davalı nezdinde çalışmalarının bildirildiği, hizmet döküm cetveline göre davacının 13.07.1990 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı ve bu çalışmalarının üç dönem halinde bildirildiği anlaşılmış olup bu hususun dikkate alınmaması isabetli olmamıştır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.