Taraflar arasındaki “sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.12.2006 gün ve 24-581 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 13.03.2007 gün ve 3087-3551 sayılı ilamıyla; (....Davacı vekili dilekçesinde, davalının dava dışı müteahhit ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını ve müteahhidin de, kendisine ait bağımsız bölümlerinden birini 3.bir şahıs aracılığı ile davacıya sattığını, ancak ekonomik kriz nedeni ile, müteahhid inşaatı terkedince, davacının satın aldığı taşınmazı tamamladığını, bu sırada mahkeme kararı ile davacının taşınmaza ilişkin tapusunun iptal edildiğini beyan ederek, masraf tutarı olan 22.232 YTL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, davacı ile aralarında akdi bir bağ olmadığından kendisine husumet yöneltilemeyeceği, davacının zararını sözleşme yaptığı kişiden talep etmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. İş bu karar, Dairemiz tarafından “Somut olayda, davacının dava dışı müteahhidin halefi olması, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talepte bulunmasına engel teşkil etmez. Davalı, taşınmazı tapu iptali ve tescil davası ile geri aldığına ve davacının da bu taşınmazda birtakım imalatlar yaptığına göre (taşınmazın kendisine ait olduğu inancı ile iyiniyetli olarak) davalının sebepsiz zenginleştiği sabittir” gerekçesi ile bozulmuştur.
Dosyada mevcut bilirkişi raporunda, yapılan masrafların 864 YTL olduğu belirtilmiş, mahkemece bu bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Oysa ki, hükme esas alınan bilirkişi raporu tek kişi tarafından düzenlenmiş olup, dayanaksız ve denetime de elverişli değildir.
Öyle ise mahkemece mimar, mühendis ve mülk bilirkişisinden oluşacak heyetten rapor alıp, davacının, taşınmaza yaptığı imalatların kesin ve net bir şekilde saptanmasından sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan raporun üç kişilik uzman bilirkişi heyetince düzenlenmiş, denetime elverişli, somut uyuşmazlığın çözümünde özel ve teknik bilgiyi içerir nitelikte bulunması karşısında, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 07.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.