10. Hukuk Dairesi 2018/1025 E. , 2018/1523 K.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye Mahkemesi : ....Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
Davacı tarafından sürekli iş göremezlik oranının tespiti istemiyle açılan davada, yapılan yargılama sonucu ....İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen hükme karşı davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulması ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... Tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, geçirmiş olduğu iş kazası sonucu meslekte kazanma gücü kayıp oranının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum, maluliyet oranını %0 olarak tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı İşveren, davacıya gerekli eğitimlerin verildiğini, davacının maluliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Yerel Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince; inceleme konusu davayla ilgili olarak; istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı, meslekte kazanma gücü kaybının yeterli incelenmediğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini beyan etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde, 05.12.2014 tarihinde geçirilen iş kazası sonrası davalı Kurum tarafından, kazaya bağlı olarak maluliyet durumunun %0 olarak belirlenmesinin yerinde olmadığından bahisle, meslekte kazanma gücü kaybının tespiti için işbu davanın açıldığı, Yüksek Sağlık Kurulu’nun 14.08.2015 tarihli raporunda 11.10.2008 tarihli ve 27021
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde maluliyetin gerekmediğine karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 02.11.2016 tarihli raporunda da yine 11.10.2008 tarihli Yönetmelik çerçevesinde maluliyet tespitine mahal olmadığı yönünde karar verilmesi sonucu mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Davanın Yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Yasa"nın 19"uncu maddesinde "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.
Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur." hükmü gereğince meslekte kazanma gücünün tespit edilmesi hususunda öncelikle kurum nezdinde rapor aldırılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği hususu vurgulanmıştır.
Diğer taraftan, aynı Yasa"nın 58 ve 95"inci maddeleri gereğince meslekte kazanma gücü kaybı ve bedeni çalışma gücü kaybının tespiti bakımından izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumu"ndan alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Genel Kurulu"ndan alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Yukarıda anlatılanlar ışığında dava dosyası incelendiğinde, gerek Yüksek Sağlık Kurulu ve gerekse de Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince her ne kadar maluliyet tespitine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, somut olayda davacının meslekte kazanma gücü kaybının belirlenmesi gerektiği ve bu durumun maluliyet kavramından farklı olduğu belirgindir. Diğer taraftan söz konusu kayıp oranı belirlenirken 01.09.2013 tarihinde yürürlüğe giren Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden, mahkemece belirtilen yönetmelik nazarında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinde yeniden rapor alınmalı, raporun, Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile çelişmesi halinde en son Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan aynı şekilde alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemenin, yukarıda belirtilen eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.