10. Hukuk Dairesi 2017/5647 E. , 2018/1519 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, 2003 yılından 30.05.2010 tarihine kadar kesintisiz çalıştığından bahisle davalı kuruma bildirilmeyen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, talep dönemi içinde kalan kesintili çalışmaların geçtiği işyerlerine ait dönem bordroları getirtilip yine talep dönemi içinde çalışması bulunan bordrolu tanıkların dinlenilmesi, davacının uyuşmazlık konusu dönemde hangi işyerlerinde çalıştığının açıklaştırılması, komşu işyeri çalışanlarının beyanlarına başvurulması hususları belirtilmiş olup, bozma sonrası, dinlenen tanık beyanlarından, davacının işyerinde hangi işte çalıştığı, çalışma süreleri ve tarihleri açık bir şekilde ortaya koyulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik araştırmaya dayalıdır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Her ne kadar bozma sonrası bir kısım tanık beyanı nazarında yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, talep edilen dönemlerde davacının çalıştığı işyerlerine ait bordroların incelenmesinde, mahkemece dinlenen tanıklar dışında başka şahıslarında bordrolu olarak çalıştığı, bu kapsamda çalışmanın niteliği ve süresinin işbu tanıklar
marifetiyle aydınlatılabileceği mümkün bulunduğundan, mahkemece kanaat edinmeye yetecek kadar (her bir işyerinde ilgili dönemde çalışan tanıklar tespit edilmek suretiyle) bordrolu tanık dinlenilmeli, beyanına başvurulan tanıkların hizmet cetvelleri getirtilerek karşılaştırma yapılmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, davacının yargılama aşamasında vefat ettiği belirgin olduğundan, karar başlığında mirasçıların davacı olarak gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yerinde görülmemiştir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.