10. Hukuk Dairesi 2018/989 E. , 2018/1507 K.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
Dava, ödeme emrini iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, .... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
.... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Ödeme emri iptali istemine ilişkindir.
II-CEVAP:
Davanın reddi ile Kurum alacağının % 10 zamla tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davalı kurumca davacı hakkında düzenlenen 2015/12846 takip sayılı icra takibin iptaline karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
5308 sayılı Kanun ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nda yapılan değişiklikle İş mahkemelerince verilen nihai kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiş olup, istinaf yoluna başvurma süresi gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 8 gündür.
İstinaf incelemesine konu işbu davada gerekçeli kararın davacı tarafa 25.02.2017, davalı tarafa 23.02.2017 tarihinde ve usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı Kurum vekili tarafından 07.03.2017 tarihinde gerekçeli istinaf dilekçesinin sunulduğu, davanın kamu düzenine ilişkin olmaması sebebiyle süre tutum dilekçesinin süresinde verilmesinin sonuca etkili olmadığı, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde sunulmadığı, mahkeme kararında kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı tarafın istinaf başvurusunun süre yönünden ve esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı avukatı zamanaşımı sürelerinin henüz dolmadığını belirtmiş ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Belirtilen açıklamalar nazarında ilgili Bölge Adliye Mahkemesinin kararı incelendiğinde, “gerekçeli kararın davacı tarafa 25.02.2017, davalı tarafa 23.02.2017 tarihinde ve usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı Kurum vekili tarafından 07.03.2017 tarihinde gerekçeli istinaf dilekçesinin sunulduğu, davanın kamu düzenine ilişkin olmaması sebebiyle süre tutum dilekçesinin süresinde verilmesinin sonuca etkili olmadığı, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde sunulmadığı,” gerekçesiyle istinaf isteminin süresinde olmadığı belirtilmiş, diğer taraftan kamu düzenine aykırılık yönünden de inceleme yapılarak istinaf dilekçesinin hem süreden hem de esastan reddine karar verilmiş ise de, istinaf dilekçesinin süre yönünden reddi halinde başkaca bir inceleme yapılmaması gerektiği, esas yönünden inceleme yapılması halinde ise istinaf dilekçesinin süresinde verildiğinin kabul edildiği belirgin olmakla, söz konusu hükmün kendi içinde çelişkiye düşmesine sebebiyet verildiğinden, usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulması gerekmektedir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.