Taraflar arasındaki alacak-tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye7.Hukuk Mahkemesince asıl davanın kabulü- birleşen/karşı davanın reddine dair verilen 02.03.2006 gün ve 2004/545-2006/55 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesince önce onanıp; davalı/karşı davacı Nejla vekilinin karar düzeltme istemi üzerine 24.05.2007 gün ve 2007/6997-8790 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece karara bağlanmış; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 14.04.2008 gün ve 2007/20821-2008/5251 sayılı kararıyla da hükmün katkı oranı yönünden eylemli direnmeye ilişkin olduğundan bahisle dosya Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/2. maddesinde bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemler açıklanmıştır. Buna göre mahkeme, temyiz edenden 434 madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip, dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verecektir.
Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur. Bu ilke Kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir(04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı R.G. 28.04.1959 gün sayı:10193).
Şayet somut olayda usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak istisnai bir durumda yoksa artık uyma yönünde verilen karardan dönülerek önceki kararda direnilmesi usulen olanaklı değildir.
Bu nedenle açıkça uyma kararının verildiği durumda eylemli direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda da, mahkemenin ilk kararı taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesince bozulmuş ve bozma sonrası ilk celse olan 26.07.2007 tarihli celsede tarafların beyanlarının tespitini takiben aynen “Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 24.05.2007 günlü bozma ilamı dosya kapsamına usul ve yasaya uygun görülmekle uyulmasına karar verildi, açık yargılamaya devam olundu” şeklindeki ara kararı ile bozmaya uyulmuştur.
Mahkemenin, açıkça uyma kararı vermesi karşısında artık eylemli direnme kararının varlığından söz edilemez. Eş söyleyişle, uyma kararının varlığı nedeniyle bozma gereklerinin yerine getirilip getirilmediğinin denetimi, bozma kararına uyulan Yargıtay 2.Hukuk Dairesince yapılmalıdır.
Bu nedenle; ortada temyize konu direnme kararı bulunmadığından dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere görevli bulunan Yargıtay 2.Hukuk Dairesine gönderilmelidir.
S O N U Ç : Dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine 07.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.