10. Hukuk Dairesi 2015/20746 E. , 2018/1499 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurumca tahakkuk ettirilen primler nedeniyle gönderilen ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın reedine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz istekğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı tarafından, 10.03.2015 tarihinde tebliğ edilen 2010/06-2013/09 dönem arası prim borcuna ve fer’ilerine ilişkin ödeme emrinin şirket tüzel kişisi yerine ortak olmasından dolayı kendisine gönderilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek iptali talep edilmiştir. Mahkemece, davacının şirket ortağı olduğu, borç konusu bir dönemde tek başına ilzama yetkili müdür olduğu, bu nedenle davacının kurucu olduğu şirket borçlarından dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de verilen hüküm eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35 ve 5510 sayılı Yasanın 108’inci maddesinin c bendi gereğince 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, anılan Kanunun 108. maddesi hükmü gereği 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve bu tarihten sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde; limited şirketlerin ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları düzenlenmiş; mükerrer 35. maddesinde ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Davacının şirketten 6183 Yasa’nın 35. maddesine göre tahsili mümkün olmayacağı anlaşılan Kurum alacakları bakımından ortak olduğu dönemle ilgili olarak, sorumlu olması doğal ve yasal gerekliliktir. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, söz konusu dava dışı limited şirketin 02.06.2010 tarihinde tescil edilmiş, davacı da ilk beş yıl için şirkette temsil ve ilzama münferiden imza ile yetkili olarak şirket müdürü seçilmiştir. 17.12.2010 tarihli karar ile davacı ...’in yetkisine son verilerek şirket dışından dava dışı Faik Üstün şirket müdürlüğüne atanmıştır.
Yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular ışığında dosya kapsamına göre; mahkemece, davacının şirket müdürü olduğu dönemde 5510 sayılı Yasa’nınn 88. maddesine göre şirketin söz konusu prim borçlarından müteselsilen sorumlu olduğu, şirkette temsile yetkili olmadığı dönemde ise 6183 sayılı Yasa’nın 35. maddesi kapsamında limited şirket ortaklığı nedeniyle hissesi oranında sorumluluğu olduğu, bu iki durumun ayrıştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.