2. Hukuk Dairesi 2015/26349 E. , 2016/1571 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
TARİHİ : 06/10/2015
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı babanın tüm, davacı annenin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Kişisel ilişkiden amaç, çocuğun fikri ve bedeni gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamaktır. Mahkemece, velayeti davalı babada olan küçük ile davacı anne arasında uzman aracılığı ile kişisel ilişki kurulmuştur. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılıgı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer. Toplanan delillerden; davacı annenin çocuğa karşı herhangi bir olumsuz davranış içerisine girdiği yönünde somut bir delil ve olgunun da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilmeden anne ile küçük arasında üçüncü bir kişi nezaretinde kişisel ilişki kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3 Davacı anne tarafından açılan müşterek çocuklarla kişisel ilişki düzenlenmesine dair davanın kabulüne karar verildiği halde, bu davada kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 02.02.2016 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Yerel mahkeme bilirkişi raporuna itibar ederek, müşterek çocukla davacı annenin sosyal hizmet uzmanı marifetiyle kişisel ilişki kurulmasına karar vermiştir. Değerli çoğunluk yerel mahkeme kararını "davacı annenin çocuğa karşı herhangi bir olumsuz davranış içerisine girdiği yönünde somut bir delil ve olgunun bulunmadığı" gerekçesiyle anne ile küçük arasında üçüncü kişi nezaretinde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığı nedenine dayalı olarak bozmuştur.
Dosyada dinlenen tanıklardan;
Davalı tanığı H.. S.., davacı gelini ile Gebze Bayramoğlu köprüsünde, araçları durururken, otostop yaparken karşılaştığını ve yine gelinini farklı zamanlarda farklı erkeklerle uygunsuz vaziyette gördüğünü, davalı tanığı A.. S.., davacının müşterek çocuğu kendilerine karşı kışkırttığını "mutfaktaki siyah bıçağı al, babaannenin ve dedenin boğazına daya, boğazlarını kes sonra da polislere oyun oynuyordum de" dediğini, davalı tanığı Y. S. ise, 2014 yılı Nisan ayında mezar ziyareti için üç konak mezarlığına gittiğini, orada davacıyı bir erkekle öpüşürken gördüğünü, davacı ile öpüştüğü erkeğin aşağı tarafında bir çocuğun olduğunu, davacıyı 2 ay kadar önce de yine aynı mezarlıkta bir erkekle samimi şekilde birbirine yakın konuşurken gördüğünü, davalı tanığı V.. K.. da, 2-3 yıl kadar önce kafede çalıştığı sırada, davacının sık sık çocukla kafeye geldiğini, gece saat 12-01"e kadar farklı erkeklerin masalarında vakit geçirdiğini, çocuğun da sürekli davacının yanında olduğunu, zaman zaman çocuğun kendi yanında vakit geçirdiğini, davacının F. isimli kişinin aracılığı ile irtibat kurduğu erkeklerle para karşılığı ilişki kurduğunu beyan etmiştir.
Anne ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılırken, öncelikle çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerekir. Çocuğun üstün yararı olumsuz etkilenmeyecekse, analık-babalık duygularının tatmini dikkate alınır.
Somut olayda, dinlenen tanık beyanlarına göre, davacının müşterek çocuk olduğu halde cafeye gittiği, gece 12-01"e kadar farklı erkeklerin masalarında vakit geçirdiği ve yine müşterek çocuk olduğu halde, mezarlıkta müşterek çocuğun biraz yukarısında bir erkekle öpüşürken görüldüğü, davacının para karşılığı erkeklerle birlikte olduğu kanıtlanmıştır.
Kişisel ilişki düzenlenmesi konusunda Türk Medeni Kanununun 182/2. fıkrası "velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararı esas tutulur" hükmünü getirmiştir.
Her ne kadar davacının eylemleri direkt çocuğa yönelik olmasa da, davacının kanıtlanan eylemlerinden çocuğun ahlaki gelişimini olumsuz etkileneceği konusunda kuşku yoktur.
Yukarıda açıkladığım nedenlerle, davacı annesinin kanıtlanan eylemlerinden dolayı müşterek çocuğun ahlaki gelişiminin olumsuz etkilenmemesi bakımından, davacı annenin müşterek çocukla uzman aracılığıyla görüşmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı görüşündeyim. Bu sebeplerle değerli çoğunuğun (2) nolu bozma hükmüne katılmıyorum.