1. Ceza Dairesi 2016/2388 E. , 2016/2786 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, kasten yaralama, hakaret
HÜKÜM : Sanıklar hakkında;
TCK"nun 81, 62 maddeleri uyarınca ayrı ayrı 25 yıl hapis cezası
... hakkında ayrıca;
TCK"nun 125/1-4, 62 maddeleri uyarınca 2 ay 27 gün hapis cezası
TCK"nun 86/2, 86/3-e, 62 maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası
TCK"nun 86/2, 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası
1)Sanık ... müdafiinin bir haftalık yasal süreden sonra gerçekleşen duruşmalı inceleme isteminin CMUK’un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2)Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanık ..."ın maktül ..."ı kasten öldürme, mağdure ..."ı iki kez ayrı ayrı kasten yaralama ve mağdure ..."a hakaret suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların nitelikleri tayin, takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin suç vasfına, sair hususlara, Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelen, katılan vekilinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
A)Sanık ... hakkında maktül ..."ı kasten öldürme, mağdure ..."ı iki kez ayrı ayrı kasten yaralama ve mağdure ..."a hakaret suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde,
24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulamalar yasaya aykırı ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yer alan ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK"nun 53/1-2-3 maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmesi suretiyle DÜZELTİLEN hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
B)Sanık ... hakkında maktül ..."ı kasten öldürme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanık ..."ın kardeşi olan sanık ..."ın olay günü saat 09:00 sıralarında, kızkardeşi Aslı"nın kayınpederi ve kayınvalidesi olan maktül ... ve mağdure Gülçin ile tartışmasına müdahale ettiği, Gülçin"e hakaret edip mağdure Hatice"yi tahra ile darp ettikten sonra olay yerinden ayrıldığı, maktülün olayı jandarmaya haber vermesi nedeniyle karakola çağrıldığını haber alması üzerine öfkelenen sanık ..."ın bu kez saat 12:00 sıralarında traktörüyle evine gitmekte olduğunu gördüğü maktülün peşinden koşarak neden kendisini şikayet ettiğini sorduğu ve çıkan kavga sırasında olay yerinde bulduğu kürekle maktülün kafasına vurduğu, özellikle mağdure ... ile tanık ..."ın kollukta verdikleri ifadelerde sanık ..."ın, sanık ..."ın maktüle yönelik eylemine iştirakinden bahsetmedikleri ve otopsi raporunda maktülün kafasında ölümüne neden olan yaranın dışında başkaca bir travma bulgusunun da tespit edilmediği dikkate alındığında, kardeşi Ulaş"ın peşinden olay yerine gelen sanık ..."ın maktülü kasten öldürme suçuna iştirak ettiği yönünde yeterli delil bulunmamasına bağlı olarak beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, bozmanın lehe mahiyetine göre sanığın TAHLİYESİNE, Üye ..."nin sanık ..."ın TCK"nun 39. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği yolundaki karşı oyu ile oyçokluğuyla 31/05/2016 gününde karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık ..."ın kardeşi olan ve hakkındaki hüküm kesinleşen Ulaş"la birlikte olay yerine geldiği, kasten öldürme suçunun işlendiği sırada manevi katkı sağladığı, daha sonra beraberce kaçtıkları anlaşılan olayda, bu sanığın TCK"nun 39. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği ve bu doğrultuda bozma kararı verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum.