14. Hukuk Dairesi 2016/18691 E. , 2017/2303 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.03.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında akdedilen ........ Noterliğinin düzenleme şeklinde 09.11.2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile... İlçes... Köyü.. ada 8 parsel sayılı taşınmazın 96.000,00 TL bedel karşılığında satışı hususunda anlaştıklarını, satış bedelini ödemesine rağmen davalının tapuyu devretmemesi üzerine davalı adına ihtarname gönderildiğini ancak halen tapunun devredilmediğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın satış bedelinin 1.380.000,00 TL olduğunu, sözleşmede belirtilen bedelin ise gerçek bedel olmayıp emlak vergi değeri olarak belirlendiğini, satış bedelinin halen ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, karar kesinleştiğinde mahkeme veznesine depo edilen 96.000,00 TL"nin davalıya ödenmesine, dava tarihinden itibaren karar tarihine kadar işleyecek yasal faizinin davacı tarafından davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
Somut olaya gelince, ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/304 Esas sayılı dosyasıyla.... Belediye Başkanlığı tarafından dava konusu 2274 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacı idare adına kayıtlı iken sahte encümen kararıyla davalı ..."e satıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği dosyaya getirtilen belgelerden anlaşılmakta ise de söz konusu bu kararın kesinleşip kesinleşmediği tespit edilememektedir.
Bu nedenle anılan davanın kesinleşip kesinleşmediğinin tespit edilerek kesinleşmemiş ise sonucunun beklenmesi, kesinleşmiş ise yukarıda açıklanan ilkelere göre inceleme ve araştırma yapılarak davacının satış bedelini ödediğinin kanıtlanamadığı da göz önüne alınmak suretiyle taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin belirlenerek bu değerin depo ettirilmesi ve daha sonra davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile davacı adına tescile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.