Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9250
Karar No: 2018/4126
Karar Tarihi: 16.04.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/9250 Esas 2018/4126 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/9250 E.  ,  2018/4126 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıya çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, 24 gün hastanede yattığını, sonrasında da 6 ay boyunca çalışamayıp kazanç kaybına uğradığı gibi bakıma muhtaç hale geldiğini, tedavi sürecinde yol gideri yapmak zorunda kaldığını, kazadaki yaralanması nedeniyle maluliyeti oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 5.000,00 TL. maddi ve 5.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davaya konu kazada davacının asli kusurlu olduğunu ve davalının kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, davalı sürücüsü kazada kusurlu olmadığından davacının zararlarından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Dahili davalı ... Başkanlığı vekili, davada İş Mahkemesi"nin görevli olduğunu, davaya konu edilen alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 1.270,00 TL. maddi tazminatın 03.11.2006 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; 301,50 TL. tedavi giderinin 31.07.2006"dan işleyecek yasal faiziyle birlikte dahili davalı ... Başkanlığı"ndan tahsiline; davacı için 1.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve ..."nden müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ... vekili, davalı ... vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde; 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
    Temyize konu kararda, davacı taraf için hükmolunan toplam maddi tazminatın 1.571,50 TL. ve manevi tazminatın 1.000,00 TL. olduğu görülmektedir. Karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalı ... vekili, davalı ... vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davaya konu kaza nedeniyle davacıda maluliyet oluşup oluşmadığı yönünden, davacı tarafın talebine ve yaralanmanın mahiyetine göre, olay tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun biçimde saptama yapan uzman
    bilirkişi heyeti raporunun benimsenmiş olmasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine uygun biçimde, davalılar için vekalet ücreti takdir edilmiş olmasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Davacı, dava konusu kaza sonucu yaralanmasından duyduğu üzüntü nedeniyle, manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaralanması nedeniyle 4 ay işgöremezliğe uğrayacak biçimde yaralandığı hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha ... manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    4-Davacı taraf dava dilekçesinde, davaya konu ettiği tazminatlar için olay tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, hüküm altına alınan 1.270,00 TL. maddi tazminat için, gerekçesi belirtilmeksizin ve neye göre tespit edildiği belirlenemeyecek biçimde 03.11.2006 tarihinden itibaren faize karar verilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
    Bu nedenlerle mahkemece, hüküm altına alınan 1.270,00 TL"lik maddi tazminata, kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekilinin temyiz dilekçesinin, davacı taraf lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminatlara ilişkin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (3), (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi