11. Ceza Dairesi 2015/8945 E. , 2017/6707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatlerine, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerine
I-Sanıklar hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik, katılan vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan vekilinin 16.10.2014 tarihli süre tutum dilekçesi ile sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri yönünden temyiz talebinde bulunduğu, 03.04.2015 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesinde ise hakkında sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerine yönelik vekalet ücretine ilişkin temyiz incelemesi talep ettiği anlaşılmış ise de; katılan vekilinin sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerini, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra temyiz ettiği anlaşılmakla; temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanıklar hakkında "nitelikli dolandırıcılık" suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik, katılan vekilinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
III-Sanıklar hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik, sanıklar müdafiinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1) Suç tarihinde köy muhtarı olan sanık ... ve köy halkından olan diğer sanıklar ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek 2008 yıllarında mazot, gübre ve kuraklık desteği ödemesinden faydalanabilmek amacıyla “2008 yılı içerisinde arazilerini işlediğine ve üretim yaptığına dair arazi bilgileri” adlı evraklarını gerçekte arazilerin işlenmediği ve üretim yapmadıkları halde arazileri işleyip üretim yapmış gibi göstermek suretiyle sahte düzenleyerek, devletten mazot, gübre ve kuraklık ödemesi aldıklarının iddia ve kabul edildiği olayda; Tarım ve Köyişleri Bakanlığının (MGD) uygulamasından faydalanmanın usul ve esaslarının düzenlendiği 20008/37 sayılı Tebliğin 12. maddesinde başvuru sırasında istenecek belgeler arasında “ilgili yıl içerisinde araziyi işlediğine ve üretim yaptığına dair muhtar onaylı belge”nin bulunmadığı ancak tebliğin aynı maddesine göre çiftçi kayıt sisteminde ilgilinin kayıtlı olması ve kayıtlı ise bu bilgilerinin güncelleştirilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından, “2008 yılı içerisinde arazilerini işlediğine ve üretim yaptığına dair” belgelerin ilgili yılda MGD müracaatı sırasında düzenlenmesinin ve muhtar imzasının zorunlu olup olmadığı, belgenin hangi mevzuat uyarınca tanzim edildiği, yine aynı tebliğinin 16/1-a maddesi kapsamında, sanıkların 2008 yılı öncesinde “Çiftçi Kayıt Sistemine” kayıtlı olup olmadıkları ve suça konu belgelerin çiftçi kayıt sistemindeki bilgilerin güncellenmesi için zorunlu olup olmadığı araştırılıp, ayrıca kuraklık desteğinden faydalanma için yine söz konusu suça konu belgelerin düzenlenmesinin zorunlu olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Sanık ...’nın kendi adına arazileri ile ..... ve ...’e ait araziler için destekleme primi almak amacıyla ilçe tarım müdürlüğüne başvuru evrakları arasında bulunan çiftçi kayıt formlarında bulunan aza imzası ve kendi imzasının sanık tarafından atıldığı iddia ve kabul olunan olayda, belgede bulunan muhtar imzasının muhtarın eli ürünü olduğunun anlaşılmasına göre, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi bakımından öncelikle sanık ... ile .... ve ...’ün beyan ettikleri yerlerde fiilen tarımsal faaliyette bulunup bulunmadıkları, MGD’den yararlanma koşullarını taşıyıp taşımadıkları araştırılıp, yararlanma haklarının olması halinde Sanık ...’in başvuru evrakına aza yerine sahte imza atmasının yararlanma hakkı bulunması nedeniyle gereksiz sahtecilik fiilini oluşturacağı, ayrıca bu belgelerde aza imzasının zorunlu olup olmadığının da araştırılması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile ihbarda bulunan Kuddusi Erkol’un soyut beyanına dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
3) Kabule göre de;
a) Kamu görevlisi sanık ... ile köy halkından olan diğer sanıkların, fikir ve eylem birliği içerisinde hareketle ...’nın görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu evrakı düzenleyip resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanık ...’nın eyleminin TCK"nın 204/2. maddesinde düzenlenen memurun resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, 5237 sayılı TCK"nın 40/2. maddesine göre, özgü suçlarda özel faillik niteliği taşıyan kişilerin fail olabileceği bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişilerin ise ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği cihetle, sanıklar ..., ... ve ...’ün eylemlerinin de TCK"nın 204/2. maddesinde düzenlenen memurun resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturacağı ve 5237 sayılı TCK"nın 204/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde anılan Yasanın 204/1. maddesi uygulanarak eksik ceza tayini,
b) 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, Sanıklar ..., ... ve ...’ün aynı zaman içinde farklı parsel sayılı taşınmazlara ilişkin düzenlendikleri birer adet “2008 yılı içerisinde arazilerini işlediğine ve üretim yaptığına dair arazi bilgileri” adlı belgeyi sahte düzenleyip kullandıklarının iddia ve kabul edildiği olayda, sanıklar ..., ... ve ... hakkında uygulanma şartları mevcut olmamasına rağmen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi ve sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede sanıklar hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması talep edilmediği halde 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
c) Sanık ... hakkında TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak ve yetkilerini kötüye kullandığının kabulü ile hapis cezasına mahkum edilmesine rağmen, TCK"nın 53/5. maddesi gereğince cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
d) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafii ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.