Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yoluyla yapılan takipte, borçlu vekilinin, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğundan dolayı icra mahkemesine yaptığı başvuru üzerine, mahkemece, borçlunun takip dosyasına eşzamanlı olarak itiraz etmediği, bu nedenle şikayette hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Borçlunun, usulsüz tebligatı öğrendiğini bildirdiği tarih olan 26.03.2010 tarihine göre icra dairesine itiraz etmemiş olması, tebliğ tarihinin düzeltilmesine engel teşkil etmez. Tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, haciz uygulanmasına başlanılabilecek tarih, mal beyanında bulunma tarihi veya varsa takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılabileceği nedenleriyle borçlunun şikayette hukuki yararı vardır (HGK.nun 27.6.2001 tarih, 2001/12-543 E. - 2001/560 K.). Ayrıca mahkemenin gerekçesinin aksine icra dosyasının fotokopisinde borçlunun 29.03.2010 tarihinde takibe de itiraz ettiği görülmektedir.
O halde, mahkemece işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  22.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.