Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/23973 Esas 2011/4266 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, çekte ciranta konumunda olan borçlu, takibin kesinleşmesinden sonra 19.11.2009 tarihinden itibaren dosyada işlem yapılmadığından bahisle zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, ödeme emrinin 07.07.2009 tarihinde tebliğ edildiği, İİK.168/3 ve 170/a maddeleri uyarınca yasal 5 günlük sürede itiraz edilmediğinden istemin reddine dair karar verilmiştir.
İİK.nun 71/2. maddesinde; borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmünün kıyasen uygulanacağı, İİK.nun 33/a-1 maddesinde de zamanaşımı gerçekleşmişse icranın geri bırakılacağı hususu düzenlenmiştir. 
Görüldüğü üzere borçlunun İİK.nun 71. maddesine dayanan isteminin incelenebilmesi, bu istemin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK.nun 04.11.1998 tarıh ve 1998/12-763 esas - 1998/797 kararı).
Somut olayda borçluya ödeme emri mahkemenin de kabulünde olduğu üzere 07.07.2010 tarihinde tebliğ edilip hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 19.11.2009 tarihinden sonra zamanaşımını kesecek herhangi bir işlem yapılmadığından TTK’nun 726.maddesi uyarınca 6 aylık zamanaşımı süresi gerçekleşmiş olup mahkemece İİK’nun 71.maddesinin göndermesiyle aynı kanunun 33/a.maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  22.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.