12. Ceza Dairesi 2017/8007 E. , 2019/6180 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanık ... açısından; beraat
Sanık ... açısından; TCK"nın 85/1, 62/1, 50/4, 50/1-a, 52/2, 4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanık ..."ın beraatine, sanık ..."in ise mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ..., sanık ... müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
10/01/2012 olan suç tarihi gerekçeli karar başlığına 10/01/2011 olarak yazılmış ise de; bu husus mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
A-Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... ve katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın yüklenen suç açısından kusuru bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilirken, uygulama maddesi olan CMK"nın 223/2-c. maddesine yer verilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2-Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ... yararına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1. bendinin 1. paragrafı çıkarılarak yerine ""Sanığın yüklenen suç açısından kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından CMK"nın 223/2-c.maddesi uyarınca beraatine"" cümlesinin yazılması suretiyle, yine hüküm fıkrasına, “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ... lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanığın idaresindeki kamyonla sola dönüş yaptığı sırada, dönüş yaptığı sokakta sağdan yola inen ölene çarptığı olayda, katılanın yolu yeterince kontrol etmeden karşıya geçmeye çalışması nedeniyle, sanığın ise yola gereken dikkati vermemesi, etkili fren ve direksiyon tedbiri almaması nedeniyle eşdeğer oranda kusurlu olduklarına yönelik 07/11/2015 havale tarihli bilirkişi raporu, oluş ve dosya kapsamına uygun olduğundan, tebliğnamedeki başka bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğine ilişkin bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesine yönelik uygulama bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafii ve katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2-Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanığa verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan, hükmün 2. bendinin 1. paragrafnda yer alan “saiki" ibaresinin hükümden çıkarılması, yine hükmün 2. bendinin 3. paragrafı çıkarılarak yerine "Sanığa verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK‘nın 50/4. maddesi yollamasıyla 50/1-a. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK‘nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 910 tam gün olarak belirlenmesine, TCK‘nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL hesabıyla 18.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.