Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4038
Karar No: 2018/14000
Karar Tarihi: 05.11.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/4038 Esas 2018/14000 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/4038 E.  ,  2018/14000 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan..."ın 2981 sayılı Kanun kapsamında, 31206 ada 3 parsel sayılı taşınmazda yer alan gecekondusunu tapu tahsis belgesini almak ve daha sonra tekrar adına kaydettirmek amacıyla kardeşleri olan davalı ... adına tescil ettirdiğini, taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhide verildiğini, kat irtifakından sonra 10 numaralı bağımsız bölümün ve 22 numaralı dükkanın davalı adına tescil edildiğini, davalının gelirinin bulunmadığını, satış işleminin muvazaalı olduğunu belirterek taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, uzunca bir süredir annesi ve babasına bakarak yardım ettiğini, satış işlemlerinin gerçek olduğunu ve bedellerin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan...."ın 23.12.2010 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak kızları davacılar Şükriye ve Hanife ile davalı kızı ... ve dava dışı eşi ..."i bıraktığı, başka mirasçısının olmadığı, 31206 ada 3 parsel sayılı taşınmaz öncesinde .... Belediye"sine ait iken 2981 sayılı yasa uyarınca 03.07.1991 ve 30.07.1991 tarihlerinde ... ve ... adlarına tahsis olunduğu, 16.05.2000 tarihinde ..., ... ve dava dışı .... ile yüklenici arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile üzerine bina inşa edildiği, 06.07.2001 tarihinde kat irtifakına geçilerek 10 nolu bağımsız bölümün tamamı ... adına, 22 nolu bağımsız bölümün ise 38/77 payı ..., 39/77 payı ... adına tescil edildiği, 11.07.2001 tarihinde aynı akitle ..."in 10 nolu bağımsız bölümü ve ... ve ..."ın 22 nolu bağımsız bölümdeki paylarının tamamını mirasbırakan Hikmet"e satış yolu ile temlik ettikleri, 20.04.2004 tarihinde mirasbırakanın 10 ve 22 nolu bağımsız bölümleri intifa hakları kendi uhdesinde kalacak şekilde satış yoluyla ..."a temlik ettiği, binanın ise 31.03.2010 tarihinde kat mülkiyetine geçtiği, dava konusu taşınmazların halen davalı ... üzerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda, 31206 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğü, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... Belediye Başkanlığından gelen yazı cevapları, 2981 sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilen tahsise ilişkin belgeler incelendiğinde ilk tahsis işleminin doğrudan davalı ... ile ... adına yapıldığı, başka bir deyişle taşınmazın ilk maliklerinin ... ve ... oldukları, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca adlarına tescil edilen 10 ve 22 nolu bağımsız bölümleri mirasbırakana satış yolu ile temlik ettikleri, mirasbırakanın bu devir neticesi malik olduğu ve sonrasından tekrar ..."a temlik ettiği tespit edildiğinden iş bu davada muris muvazaası olgusunun gerçekleştiğini söylemeye imkan bulunmamaktadır.
    Hâl böyle olunca, davanın iki taşınmaz yönünden de reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi