Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/1786 Esas 2017/6684 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1786
Karar No: 2017/6684
Karar Tarihi: 16.10.2017

Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/1786 Esas 2017/6684 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, yetkilisi olduğu şirket adına 2005 yılında sahte fatura kullanmak suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz itirazları incelendiğinde hükümde isabetsizlik görülmediği için katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları reddedilmiş, hüküm onanmıştır. Ancak, sanığın aynı yıl içerisinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullandığı kabul edildiği için zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması ve suç tarihinin yanlış yazılması nedeniyle eksik ceza tayini yapıldığı belirtilmiştir. Ayrıca, sanıkların sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiği gözetilmemiştir. Bu sebeplerden dolayı hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesi
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi
11. Ceza Dairesi         2016/1786 E.  ,  2017/6684 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I-Sanık hakkında yetkilisi olduğu ..... Ltd şirketi nezdinde “2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak“ suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olarak katılan vekili ile sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Gerekçeli karar başlığında “06.10.2005“ şeklinde yanlış gösterilen suç tarihinin, sahte faturanın KDV indiriminde kullanılmış olması nedeniyle, “21.11.2005“ olarak mahallinde düzeltilmesi ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan katılan vekili ve sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II-Sanık hakkında yetkilisi olduğu .... Ltd. şirketi nezdinde “2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak“ suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olarak katılan vekili ile sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekili ve sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
    1-5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği; somut olayda sanığın yetkilisi olduğu şirketin, aynı takvim yılı içerisinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura kullandığının kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
    2-Kabule göre de;
    a-Son fatura tarihinin 28.12.2005 olması ve faturaların KDV indiriminde kullanıldığının anlaşılması karşısında, suç tarihinin “21.01.2006“ yerine gerekçeli karar başlığında "2005" olarak yanlış yazılmış olması,
    b-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanıkların sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK‘nın 321.maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.