11. Hukuk Dairesi 2016/5553 E. , 2017/7559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/03/2015 tarih ve 2010/458-2015/269 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalıların istendiği an yüksek faizle geri verileceği garantisiyle müvekkillerinden bir banka gibi mevduat topladıklarını, bilinçli bir şekilde kandırılan müvekkillerinin de teslim tesellüm belgesi karşılığı 27.10.2000 tarihinde davalı şirkete 24.000 DM yatırdığını, kârlı bir yatırım yapıldığına inandırılan müvekkillerinden 08.12.2003 tarihinde 30.000 DM daha alındığını, teslim - tesellüm belgesinin ancak bir banka makbuzu mahiyeti taşıdığını, davalı ..."in davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, kendisi hakkında ceza davası açıldığını, davalı şirketin aracılık yapma ve mevduat kabul etme yetkisi bulunmadığı halde bu işlemlerin mevduat kabulü niteliği taşıdığını, Bankalar Kanunu"nun ve SPK mevzuatının ihlal edildiğini, hisse senetlerinin kanunsuz halka arz edildiğini, basiretli bir tacir gibi hareket edilmediğini, müvekkilinin güveninin kötüye kullanıldığını ileri sürerek TTK, SPK, Bankalar Kanunu ve diğer mevzuata aykırı kurulan ilişkinin hükümsüzlüğü ile 54.000 DM karşılığı 54.730,82 TL"nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, hakdüşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, müvekkili ..."e husumet yöneltilemeyeceğini, işlemlerin mevzuat çerçevesinde yapıldığını, aldatmanın, dolandırmanın, haksız fiilin bulunmadığını, TTK"ya göre şirketlerin kendi hisselerini temellük edemeyeceğini, dayanılan SPK raporlarının taraflı olduğunu, SPK mevzuatına aykırı işlem yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacılar tarafından yatırılan paraların davalı şirket adına tahsil edildiği, bu paraların davacılara iade edilmediği, davalı şirketin iade yükümü, davalı ..."in ise kusurlu eylemi nedeniyle TTK"nın 336. maddesi uyarınca davacıların uğradığı zarardan sorumlu oldukları gerekçesiyle 54.730,82 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacılar, 27.10.2000 tarihinde davalıya yatırılan 24.000 DEM (12.271 Euro)"i ve 08.12.2003 tarihinde yatırılan 30.000 DEM (15.338,76 Euro)"i dava tarihindeki kurdan TL"ye çevirerek 54.730,82 TL"nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Bu durumda, davalı şirkete yatırılan yabancı paranın dava tarihindeki kurdan çevrilmek suretiyle bulunan TL karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, ayrıca sadece işlemiş faiz olmak kaydıyla, yatırılan yabancı paraya, yatırıldığı tarihten dava tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranında işlemiş faizinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, sadece, dava tarihindeki kurdan çevrilmek suretiyle bulunan TL karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle davacılar yararına bozulması gerekmiş ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın HUMK 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm bölümünün 1 nolu bendinin sonuna, "ayrıca 12.271 Euro"ya 27.10.2000 tarihinden itibaren dava tarihi olan 27.10.2010 tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca sadece işlemiş faizinin ve 15.338,76 Euro"ya 08.12.2003 tarihinden itibaren dava tarihi olan 27.10.2010 tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca sadece işlemiş faizinin hesaplanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle kararın davacılar yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, aşağıda yazılı bakiye 2.800,96 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 25/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.