14. Hukuk Dairesi 2015/15808 E. , 2016/511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.11.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 19.01.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ............. ile karşı taraftan davacılar vekili Av. ................. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, paydaş olduğu 33 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşının payını davalıya satış yoluyla devrettiğini, önalım hakkına engel olmak için satış değerinin yüksek gösterildiğini ileri sürerek payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Somut uyuşmazlıkta, tapu kaydından davalı 33 parsel sayılı taşınmazda 04.10.2013 günü satış nedeniyle edindiği pay ile paydaş olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu 33 sayılı parselin 04.10.2013 günlü satış senedi içeriğinden, davalının 1/32 pay edindiği, tedavüllü tapu kaydında davalının 09.04.2013, 07.05.2013 ve 11.06.2013 tarihlerinde de pay edinerek, 04.10.2013 günü edindiği
1/32 pay ile birlikte toplam 11/48 payının olduğu görülmektedir. Mahkemece, 04.10.2013 günlü satış senedindeki 1/32 pay satış bedeli ile tapu harç ve giderleri depo ettirilerek davalıya ait 11/48 payın tamamının davacı adına tesciline karar verilmiştir. Görülüyor ki, davalının 09.04.2013, 07.05.2013 ve 11.06.2013 tarihlerinde edindiği payların bedeli ile harç ve tapu giderleri depo ettirilmemiştir. Bu nedenle, davalının dava konusu taşınmazda pay edindiği 09.04.2013, 07.05.2013 ve 11.06.2013 günlü satış senetleri getirtilerek, bu senetlerdeki pay değerleri ile tapu harç ve giderleri toplamının depo edilmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, davalı temyiz dilekçesinde dava konusu taşınmazın 1/2 paydaşının da çekişme konusu pay nedeniyle .......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/345 Esasında kayıtlı dava açtığını belirtmiştir. 11.06.1947 günlü 1947/5-18 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında da vurgulandığı üzere önalım hakkından, dava açan paydaş sayısınca pay oranı dikkate alınmaksızın eşit olarak faydalanacaklardır. Bu nedenle, davacının ve anılan davanın davacısının çekişmeye konu payı önalım nedeniyle eşit oranda edinme hakları bulunmaktadır. Dolayısıyla, görülmekte olan dava ile .......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/345 Esasında kayıtlı dava arasında bağlantı bulunduğu açıktır. Bu sebeple HMK"nın 166. maddesinde açıklanan yöntemle davalar birleştirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar bir yana bırakılarak yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.