9. Hukuk Dairesi 2015/2643 E. , 2016/13512 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, aralarında organik bağ bulunan davalı şirketler nezdinde 01.01.2003-03.08.2012 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını iş akdinin davalı ...... tarafından haksız ve ihbarsız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar, kötüniyet tazminatı ile ödenmeyen ücret, fazla çalışma, asgari geçim indirimi, yıllık ücretli izin ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar,davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece,her iki şirketin aynı adreste faaliyette bulundukları da dikkate alınarak iki şirket arasında devir ilişkisinin söz konusu olduğunu, davacı tanıklarının devreden şirket ... AŞ. dönemine ait beyanda bulunmaları ve devirden sonra iki yılın da geçmesi nedeniyle davacının fazla mesai alacağının bulunmadığı,şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı alacağının da reddinin gerekeceği gerekçesiyle,toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı şirketler arasındaki ilişki ve davacı işçinin alacaklarından müşterek ve müteselsilen sorumlu olup olmadıkları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Organik bağ ilişkisinde işveren sıfatı olan tüzel kişinin, işçinin iş sözleşmesinden veya iş kanunundan doğan haklarını kullanmasının engellenmesi için temsilde farklı kişiliklere yer vermesi sözkonusudur. Bu durumda tüzel kişinin bağımsızlığı sınırlanır ve organik bağ içinde olunan kişi ile özdeş kabul edilir.
Bu anlamda; tüzel kişilik hakkının kötüye kullanılması, kanuna karşı hile, işçiye zarar verme(haklarının alınmasını engelleme-iş güvencesi hükümlerinden yararlandırmama), tarafta muvazaa (hizmeti kendisine verdiği halde başka bir kişiyi kayıtta işveren olarak gösterme) ve namı müstear yaklaşımı nedeni ile dolaylı temsil sözkonusudur. Bu durumların sözkonusu olduğu halde tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenler sorumlu tutulmaktadır. Organik bağ ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılır.
Davacı, her iki davalı arasında organik bağ olması nedeni ile birlikte sorumluluklarına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı işçinin 17.10.2003-05.05.2009 tarihleri arasında davalı ... AŞ nezdinde ,03.08.2012 tarihine kadar ise davalı ... Ltd Şti nezdinde kesintisiz olarak çalıştığı açıktır.Mahkemece davalı şirketler arasında iş yeri devri gerçekleştiğinin kabulü ve alacaklardan da sorumluluğun bu kapsamda değerlendirilmesi yine davacının fazla mesai ücreti alacağı yönünden ise; davacı tanıklarının davalı ... A.Ş. dönemine ilişkin beyanda bulunmuş olmaları ve devirden itibaren de 2 yıl geçmiş olduğundan bu alacağın reddine karar verilmesi yönündeki kabulü,dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile bağdaşmamaktadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davalıların faaliyet alanlarının ve işyeri adreslerinin aynı olduğu aralarında organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır.Organik bağ nedeniyle davalıların tüm alacaklarından müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekmektedir.Bu bağlamda davacının fazla mesai ücreti alacağından da her iki davalı şirketin birlikte sorumlu oldukları kuşkusuzdur.Mahkemece devir olgusu kabul edilerek sorumlulukların belirlenmesi ve bu kapsamda da davacının fazla mesai ücreti alacağının reddi hatalıdır.
3-Hükmedilen alacakların net mi, brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.