14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2984 Karar No: 2016/500 Karar Tarihi: 19.01.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2984 Esas 2016/500 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/2984 E. , 2016/500 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.07.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatif vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, muris ..."nin terekesinin borca batık olduğunun tespitiyle mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile murisin terekesinin borca batık olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... ve ...... Bankası vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava mirasın hükmen reddine ilişkindir. TMK"nın 605/2 maddesi hükmüne dayanılarak istekte bulunulabilmesi için de terekenin açıkça borca batık olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesinin aktif ve pasifi net olarak tespit edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca, davalı ... hakkında dava tefrik edilmesine rağmen karar başlığında halen davalı olarak gösterilmesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.