Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/9205 Esas 2017/6664 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/9205
Karar No: 2017/6664
Karar Tarihi: 12.10.2017

Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/9205 Esas 2017/6664 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın Vergi Usul Kanunu'na muhalefet suçundan mahkum edilmesine karar verdi ancak kararın eksik inceleme sonucu verildiği belirtildi. Sanığın sahte fatura düzenlendiği iddiasına karşı gerçek akışını gösteren belgelerle inceleme yapılması gerektiği, ayrıca aynı suçun zincirleme şekilde işlenip işlenmediğinin araştırılması ve infaz kısıtlaması kararının da yanlış olduğu belirtildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- Vergi Usul Kanunu 227. Madde,
- Vergi Usul Kanunu 230. Madde,
- TCK 43. Madde,
- TCK 53. Madde.
11. Ceza Dairesi         2017/9205 E.  ,  2017/6664 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Her ne kadar dosya arasında yer alan Maliye Bakanlığı ..."nın 27.10.2011 tarihli mütalaasının .... isimli kişi hakkında verildiği görülse de, mütalaa yazısında yer alan TC Kimlik numarasının sanık ..."ya ait olduğu ve soyadının yanlış yazılmasının maddi hata olarak değerlendirilmesi gerektiği kabulü ile yapılan incelemede;
    1- Sanık hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında, sanığın suçlamaları kabul etmemesi ve sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de alım satım ya da hizmet ifasının belgesi olan faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, daha sonra ise sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan kişi/şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği ve haklarında dava açılıp açılmadığı araştırılıp, açıldığının tespiti halinde birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden ya da kimlerden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da araştırılarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de;
    a) 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; aynı takvim yılında değişik zamanlarda birden fazla sahte fatura düzenlenip düzenlenmediği araştırılıp düzenlendiğinin tespiti halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b) Hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının c bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağının gözetilmemesi isabetsizliği ve 53. maddenin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    c) 5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında, mahkemece “ sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezasının aynen infazına” denilerek infazın kısıtlanması,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 12.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.