Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/21879 Esas 2011/3932 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili takip konusu senedin lehtar firmaya aralarındaki 10.6.2008 tarihli sözleşme gereği verildiğini, lehtarın edimlerini eksik ve ayıplı şekilde ifa etmesi üzerine senetlerin bedelsiz kaldığına ilişkin davanın açıldığını, ciranta durumundaki alacaklının bu durumu bilerek senetleri aldığından ödeme emrinin iptalini istemiş, ayrıca istenen faiz oranının fahiş olduğunu ileri sürmüş, 11.5.2010 tarihli son oturumda ise borca itirazlarının olmadığını, sadece faize itiraz ettiklerini bildirmiştir.
Mahkemece lehtar ve cirantanın adresleri ile kurucu ortaklarının aynı olduğu, dolayısıyla cirantanın temel ilişkiyi bilebilecek durumda bulunduğu gerekçesiyle borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve alacaklının icra tazminatına mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Borçlu vekilinin 11.6.2009 tarihli itiraz dilekçesi incelendiğinde; açıkça borca itiraz edilmediği, sadece ödeme emrinin iptalinin istendiği, ayrıca istenen faiz oranının fahiş olduğunun ileri sürüldüğü görüldüğü gibi, borçlu vekilinin, 11.5.2010 tarihli son oturumda da borca itirazlarının olmadığını, sadece faize itiraz ettiklerini belirtmesi karşısında; borçlunun faize yönelik itirazlarının incelenmesi yerine istek aşılarak borca itirazın kabulüne ve alacaklının tazminata mahkumiyetine karar verilmesi doğru olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.