Esas No: 2021/10184
Karar No: 2022/8509
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/10184 Esas 2022/8509 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuyla ilgili olarak verilen beraat kararının temyiz edildiği davada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bildirim yapılmasının zorunlu olmadığını, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkının olmadığı sonucuna vararak vaki temyiz isteminin reddedilmesine karar vermiştir. Ancak, mahkemenin eksik araştırma yaparak hüküm kurduğu, mağdurun duruşmada veya savcılık aşamasında dinlenmemesi, delillerin yeterince tartışılmaması gibi nedenlerle hükmün kanuna aykırı olduğu belirtilerek karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir:
- 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulması zorunlu değildir.
- 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamaz.
- 5271 sayılı CMK’nın 217. maddesi, hakimin kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabileceğini ve bu delillerin vicdani kanaatle serbestçe takdir edile
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Katılan, katılanlar vekillerinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince:
5271 sayılı CMK'nın 217. maddesinin birinci fıkrasında “Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir” ve aynı Kanunun 210. maddesinin birinci fıkrasında ise "Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez" hükümlerine yer verilmiş olup, bu kapsamda mahkemece mağdurun duruşmaya getirilerek iddiaya konu hususlarla ilgili dinlenip, bunun mümkün olmaması halinde ise savcılık aşamasında kaydedilen görüntülü beyan CD'si duruşmada hazır bulunan taraflarla birlikte izlenip, ifadeye yönelik beyanlarının da alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması
Kanuna aykırı, katılan ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.