14. Hukuk Dairesi 2014/15423 E. , 2016/482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 01.10.2014 tarihli, 2014/26656 Esas 2014/30283 K. sayılı "adli yardım talebinin reddine" dair ilamına davalı vekilince itiraz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
.... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 12.10.2012 tarihli, 2011/905 Esas 2012/703 Karar sayılı kararı davalı vekiline 28.11.2012"te tebliğ edilmiş, davalı vekili 29.12.2013 tarihli dilekçesiyle adli yardım talebinde bulunmuştur.
Davalı vekiline mahkemece eksik yatırılan temyiz harcı ve yargılama giderlerinin tamamlanması aksi halde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağına dair 10.01.2013 tarihinde muhtıra tebliğ edilmiş, davalı vekili 14.01.2013 tarihli dilekçesiyle bu konudaki taleplerinin temyiz aşamasında Yargıtay"ın ilgili dairesince incelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, 22.01.2013 tarihli ek karar ile muhtıraya rağmen yasal süre çerisinde eksikliklerin tamamlanmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, bu karar davalı vekiline 22.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 23.01.2013 tarihli dilekçesi ile bu kararın duruşmalı olarak temyizen incelenmesini istemiştir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 24.04.2014 günlü, 2013/12645 Esas 2014/13181 Karar sayılı duruşmalı olarak yaptığı temyiz incelemesinde "Somut olayda; temyize konu miktar ile bu miktar üzerinden hesaplanacak temyiz harcı miktarı dikkate alındığında, adli yardım talebinin kabulü halinde, devletin mahkeme harcı almaktaki menfaati ile başvuranın mahkemeler vasıtasıyla hakkını korumaktaki çıkarları arasında adil dengenin sarsılacağı, yine temyiz eden davalıyı temyiz harcı ödemekle yükümlü tutmanın kendisine aşırı bir yük getirmeyeceği kaldı ki davalının serbest eczacı olup, SGK"dan almış olduğu emekli ikramiyesinin ölçü olamayacağı hakkında yapılan takiplerin ve tapuda alınan yazıların adli yardım istemine dayanak oluşturmadığı, bu nedenle adli yardım talebinin koşulları itibariyle oluşmadığı" gerekçesiyle adli yardım talebinin itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar vermiştir. Bu karar davalı vekiline 24.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 25.06.2015 tarihli dilekçe ile HMK"nın 337/2 maddesinde belirtilen bir haftalık süre içerisinde itiraz edildiği, dosyanın,Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 01.10.2014 tarih 2014/26656 E. 2014/30283 K. sayılı kararıyla adli yardım talebinin reddine dair karara ilişkin davalı vekilinin itirazının incelenmesi için Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde yapıan inceleme sonucunda; .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin dosya içerisindeki 12.10.2012 tarih 2011/905 Esas 2012/703 Karar sayılı kararı ile mahkemece davanın kısmen kabulü ile 328.987,86 TL kurum zararının dava tarihinden itibaren davalıdan tahsili ile davacı kuruma ödenmesine, kabul edilen miktar üzerinden toplam 19.563.03 TL harcın da davalıdan alınmasına karar verildiği, hükmü temyiz eden davalı her ne kadar serbest eczacılık yapmadığı, Gelir İdaresi Başkanlığı vergi kayıtlarında satış, hasılatı ve geliri (0) sıfır olarak yer aldığı, kesintili emekli maaşından başka bir malvarlığı bulunmadığı, maddi ve manevi mağduriyet yaşadığı gerekçesiyle hakkaniyet ilkesi ve maddi durumu gözetilerek adli yardımdan yararlandırılması talebinde bulunmuş ise de Dairemizce incelenen dosya kapsamına göre Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin davalının adli yardım talebinin reddine ilişkin kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin yerinde olmayan itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin adli yardım talebinin reddine ilişkin kararına itirazının HMK"nın 337. maddesi gereğince REDDİNE, kesin olmak üzere 18.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.