Taraflar arasındaki rücuan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 11.05.2004 gün ve 2004/56-231 sayılı kararın incelenmesi Davalı S.. K.. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30.05.2005 gün ve 2004/8820-2005/5628 sayılı ilamı ile; (...Davacı sigorta vekilinin, TTK.nun 1301 nci madde hükmüne dayalı olarak, davalılar aleyhine açtığı rücu davası sonunda, mahkemece, davalılardan S..hakkında bozma öncesi verilen kararın temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği gerekçesiyle, yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı hakkında davanın reddine dair verilen kararı, davalılardan S..temyiz etmiştir.
1-Davalılar hakkında daha önce davanın kabulüne dair mahkemece verilen ve sadece davalılardan ..A.Ş. vekilinin temyizi üzerine bozulan ilam, davalılardan S..’a tebliğ edilmemiş, karara karşı temyiz olanağı verilmemiş, dolayısıyla karar bu davalı aleyhine kesinleşmemiş olup, bozma üzerine mahkemece, önceki kararı temyiz etmediğinden bahisle kesinleştiği gerekçesiyle, davalılardan Süleyman hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalılardan S..’ın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı S..K..vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1301.maddesine dayalı rücuan alacak istemine ilişkindir.
Kasko sigortacısı şirket tarafından sigortalısına ödenen tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar, gerekçe ile karar sonucunun çelişkili olması da vurgulanarak davalılardan .. A.Ş. nin temyizi üzerine davanın reddi gerektiğine işaretle bozulmuştur. Diğer davalı S.. hükmü temyiz etmemiş; temyize gönderilirken gönderme formunda o aşamada kararın bu davalıya tebliğine ilişkin bir kayıt düşülmediği gibi dosyada dizi pusulası veya tebliğe ilişkin bir şerhe de yer verilmemiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş; hükmü temyiz eden davalı ..A.Ş. yönünden davanın reddine, diğer davalı S... yönünden ise ilk kararı temyiz etmediğinden hakkında verilen kabul kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün tebliği ve davalı Süleyman’ın temyizi üzerine karar bu kez “Davalılar hakkında daha önce davanın kabulüne dair mahkemece verilen ve sadece davalılardan ..A.Ş. vekilinin temyizi üzerine bozulan ilam, davalılardan S..’a tebliğ edilmemiş, karara karşı temyiz olanağı verilmemiş, dolayısıyla karar bu davalı aleyhine kesinleşmemiş olup, bozma üzerine mahkemece, önceki kararı temyiz etmediğinden bahisle kesinleştiği gerekçesiyle, davalılardan S.. hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu davalı yararına bozulması gerekmiştir.” Gerekçesiyle bozulmuş; bozma ilamının 2.bendinde ise “Bozma neden ve şekline göre, davalılardan S..’ın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir” gerekçesiyle diğer hususlar inceleme dışı bırakılmıştır.
Mahkemece bozma sonrası, bozmada işaret edilen tebligatın yapılıp yapılmadığı araştırılmış; hatta davalının isteği üzerine imza örnekleri alınarak imza incelemesi hazırlığı yapılmış ancak tebliğe dair belge aslı bulunulamadığından bildirilen 08.05.2003 tebliğ tarihine dayanılarak önceki kararda direnilmiştir.
Hükmü davalı S.. ve vekilleri temyiz etmektedir.
İşin esasının incelemesine geçilmeden evvel heyetçe, mahkemece verilen kararın direnme mi yoksa bozma ilamından esinlenilerek yapılan araştırmaya dayalı yeni bir hüküm mü olduğu ön sorun olarak ele alınmıştır.
Özel Dairenin bozma ilamında, davalılar hakkında daha önce davanın kabulüne dair mahkemece verilen ve sadece davalılardan ..A.Ş. vekilinin temyizi üzerine bozulan ilamın davalılardan Süleyman’a tebliğ edilmeyip, bu davalıya karara karşı temyiz olanağı verilmediği, dolayısıyla kararın bu davalı aleyhine kesinleşmemiş olduğu; bozma üzerine mahkemece, önceki kararı temyiz etmediğinden bahisle kesinleştiği gerekçesiyle, davalılardan Süleyman hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı, belirtilmiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamada, mahkemece bozma ilamına uyup uymama yönünde karar verilmeden evvel, bozmada işaret olunduğu üzere davalı S..’a tebligat yapılıp yapılmadığının araştırılması yoluna gidilmiş ve tebligat yapıldığı yönünde gelen cevabi yazılar dayanak alınarak direnme kararı verilmiştir.
Şu durumda ortada direnme kararı bulunmayıp, bozmadan esinlenilerek yapılmış araştırmaya dayalı yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu nedenle dosya, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.