14. Hukuk Dairesi 2015/11477 E. , 2016/475 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11477
KARAR NO : 2016/475 Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.04.2013 gününde verilen dilekçe ile TMK"nın 619. maddesine dayalı terekenin tespiti ve resmi defterinin tutulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...n Türk Medeni Kanununun 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere terekesinin tespiti ile defterinin tutulmasını talep etmiştir.
Mahkemece, terekenin 29.03.2013 tarihi itibari ile Tereke Temsilcisi E.. A.. tarafından düzenlenen raporda belirtildiği miktarda olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
.... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/395 Esas sayılı dosyasında uyuşmazlık TMK"nın 619. maddesi gereği terekenin resmi defterinin tutulmasına ilişkindir. Mirası reddetmeye hakkı olan mirasçılar, mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimine Türk Medeni Kanununun 606. Maddesinde öngörülen sürelerin işlemeye başladığı tarihten itibaren bir ay içinde yapacakları sözlü veya yazılı beyanla terekenin resmi derfterinin tutulmasını isteyebilirler. Sözlü beyan tutanağa geçirilerek, beyanda bulunana imza ettirilir. Terekenin resmi derfterinin tutulması başvurusu üzerine istem esas defterine kaydedilerek bir dosya açılır. (TMK. md. 619, Velayet Vesayet Tüzüğü md. 40) Terekenin resmi derfteri hakimin gözetimi altında bu işle görevlendirilecek katibe tutturulur. (Velayet Vesayet Tüzüğü md. 42/1) Terekenin defter tutma giderleri terekeden ödenir. Giderler terekeden karşılanamazsa defter tutulmasını istemiş olan mirasçılardan alınır. (Velayet Vesayet Tüzüğü md. 42/son)
... Sulh Hukuk Mahkemesinin birleşen 2013/2 Esas sayılı dosyasında ise, dava konusunun terekenin korunması kapsamında tespiti (TMK m. 589) ve defterinin tutulması (TMK m. 590) isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek, diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir.
Kanunun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır.
Bu itibarla mahkemece, resmi kurumlardan murisin taşınır ve taşınmaz tüm malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya murise borcu olan mirasçıların murisin mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle "Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün" 33. maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilmesi gerekir. Sulh hakiminin tedbir olarak terekeyi tespit edip, defterini tutmasına dair yaptığı muameleler nihai hüküm niteliğinde olmadığından temyizi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle davaların niteliği gereği iki davanın bir arada görülme olanağı bulunmamaktadır.
Miras bırakan 29.03.2013 tarihinde ölmüş, davacı mirasçı bir aylık süre içinde, mirası redde esas olmak üzere terekenin resmi defterinin tutulmasını (TMK. Md. 619) istemiştir. Yasal mirasçı tarafından süresi içinde, usulünce terekenin resmi defterinin tutulması istendiği nazara alınarak Yasada ve Tüzükte belirlenen usul çerçevesinde terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, defterinin tutulması yönünde işlem yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.