Taraflar arasındaki “ Kadastro Tespitine İtiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Karadeniz Ereğli Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.03.2006 gün ve 1984/140 E., 2006/17 K. sayılı kararın incelenmesi Davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 05.10.2006 gün ve 4561-6246 sayılı ilamı ile; (...Kadastro sırasında 662 ve... parsel sayılı 1275 ve 5100 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı, irsen intikal, taksim, ifraz, hisse satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .. parsel F..T.., .. parsel hisseleri oranında H.., H.. ve T..T..adına tespit edilmiş; tutanağın beyanlar hanesine "altındaki madenlerin Hazineye ait olduğu" şerhi verilmiştir. Kadastro Komisyonunca T.. T..itirazlarının feragat nedeniyle reddine, ilk tespitin iptaline, 289 sayılı Tezkereyi Samiye kapsamında kalması, emsal yargısal kararları ve ilgili genel müdürlük genelgeleri nedeniyle taşınmazların, ilk tespit malikleri kütüğün beyanlar hanesinde işgali olarak gösterilerek Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden oldukları gerekçesi ile sınırlandırılarak tescil harici bırakılmalarına karar verilmiştir. Davacılar Tahsin, Hüseyin ve Halime Topçu, ilk tespitteki nedenlere dayanarak taşınmazların adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile 662 parselin tespit gibi F..T.., .. parselin tamamı 18 pay kabul olunarak 6 payın T..T.., 2 payın Y.. T..(Y..), 1"erden 6 payın ölü H..T..mirasçıları F.., S.., E.. (M..), N.., H..ve İ..T..adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerle ilgisinin bulunmadığı, zilyetlikle mülk edinme şartlarının adına tescil kararı verilen davacılar yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro tesbiti sırasında çekişmeli taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak H..T..ve arkadaşları adına tesbit edilmiş, itirazı inceleyen Kadastro Komisyonunca taşınmazların tesbitlerinin iptaline ve sınırlandırılmalarına karar verilmiştir. Davacılar, yasal süresi içerisinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece taraflardan iddia ve savunmalarıyla ilgili delilleri istenilip keşif yapılmadan tesbit tutanağına atıfta bulunulmak suretiyle davanın kabulüne ve taşınmazların davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Kadastro Komisyonunca taşınmazların tesbiti iptal edilip davacılar tarafından davaya konu edildiğine göre mahkemece arazinin niteliği, intikali ve tasarrufuyla ilgili tüm deliller toplanıp zilyedi yararına iktisap şartlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekir. Hiçbir araştırma yapılmadan kadastro tesbit tutanağına dayanarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için; taraflardan iddia ve savunmalarıyla ilgili delilleri sorulup celbedilmeli, taşınmazları kenardan çevreleyen komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında arazinin niteliği, intikali, tasarrufu ile ilgili tüm bilgiler toplanıp bundan sonra gerekli değerlendirmeler yapılıp sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece tarafların delilleri toplanıp değerlendirilmeden ve davacılar yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bilirkişi ve tanık beyanı alınmadan hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de arazinin altındaki madenlerin Hazineye ait olduğu şerhinin kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmemesi ve ayrıca 470 numaralı parselin tamamı 18 pay kabul edildiği halde sonuçta 14 payın tesciline karar verilip 4 payın açıkta bırakılması ve bu suretle ilamın infazının imkansız hale getirilmesi de usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı Hazine vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacılar, ... ve ... nolu parsellerin tapulama çalışmaları sırasında önce tapulama tutanağında ismi geçen şahıslar adına tespit edildiğini, yapılan itiraz üzerine tespit tutanaklarının iptal edilerek bu sefer taşınmazların Hazine adına tespit edildiğini, oysa taşınmazların 100 seneyi aşkın bir süredir nisasız fasılasız zilyetliklerinde olduğunu, miras yoluyla kendilerine kaldığını, Hazine adına yapılan tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek hatalı yapılan tespit ve tahdidin iptali ile adlarına tespit ve tahdidin yapılmasını talep ve dava etmişlerdir.
Davalı Hazine vekili, nizalı taşınmazların tapuda kayıtlı olmayıp H.. F..sınırları içinde kaldığını, 17.1.1326 tarih ve 289 sayılı Tezkerei Samiye ile H..F..sınırları içinde kalan gayrimenkullerin özel hukuk alanından çıkarılıp kamu malları arasına sokulduğunu, özel hukuk kuralları gereğince iktisap olunamayacağını, bu yerlerde MK. 639’un uygulanamayacağını, kamu malı niteliği taşıyan taşınmazın Tapulama Kanunu 2.maddesi gereğince tapulama dışı bırakılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Yerel Mahkeme, yapılan kadastro tespitine karşı davacı T.. T.. dışında herhangi bir kişi tarafında itiraz edilmediği, T..’in de komisyon nezdinde yapmış olduğu itirazından vazgeçtiği, buna rağmen komisyonun kendisine yapılmış bir itiraz varmışçasına dava konusu parseller hakkında karar verdiği, bu yönde verilmiş kararın hukuken yok hükmünde olduğu gerekçesi ile her iki parsel yönünden davanın kabulüne tespit gibi tesciline karar vermiştir.
Özel Daire, yukarıda açıklanan nedenlerle kararı bozmuştur.
Yerel mahkeme önceki kararında kısmen direndiğini açıklamakla birlikte, hüküm kurarken, her iki parsel yönünden de önceki hükmü değiştirerek, yeni bir hüküm oluşturmuştur.
Hal böyle olunca verilen bu yeni hükmün incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinin kurulan yeni hükme ilişkin temyiz nedenlerinin incelenmesi için dosyanın Yargıtay 16.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine 02.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.