16. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3018 Karar No: 2017/3881 Karar Tarihi: 30.05.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/3018 Esas 2017/3881 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2017/3018 E. , 2017/3881 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1993 tarihinde yapılan kullanım kadastrosu sırasında... Mahallesi çalışma alanında bulunan 2398 ada 19 parsel sayılı 323 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak ve beyanlar hanesinde herhangi bir kullanıcı belirtmesi yapılmadan (tutanağın edinme sütununda ise hiç kimsenin kullanımında olmayıp etrafındaki parsellerin yolu vaziyetinde olduğu belirtilerek) arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. (2010 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında taşınmazın kullanıcısında bir değişiklik olmamıştır.) Davacı ... vekili, taşınmazla ilgili güncelleme çalışmaları yapılırken Belediye"nin haberdar edilmediği, taşınmazın imar planı kapsamında kaldığı iddiasıyla beyanlar hanesine Belediye adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemelerce tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbiriyle uyumlu olması zorunludur. Bu zorunluluk; açık, adil ve güvenli yargılanma ilkelerinin gereğidir. Mahkemece; kısa kararın 1 numaralı bendinde davanın reddine karar vermiş iken; gerekçeli kararda hüküm kısmında ise davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması nedeniyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki ve aykırılık oluşmuştur. Kısa kararın gerekçeli karara aykırı olması, mahkemelere olan güveni zedeleyebileceği gibi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesine de aykırılık oluşturmaktadır. Bu durum; 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da bozma nedeni olup davacı Belediye vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.