13. Hukuk Dairesi 2016/13398 E. , 2019/1807 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulün kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalı çalışanlarına ve yakınlarına sağlık hizmeti sunulduğunu, davalının sunulan sağlık hizmet bedellerini ödenmediğini, davalı hakkında alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine başlandığını, davalının borca itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
"Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin toplam 6.602,14 TL üzerinden devamına, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir."
1-Dava, davacı tarafından davalı çalışanlarına ve yakınlarına sağlanan sağlık hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. 3533 sayılı Umumi, Mülhak ve Hususi Bütçelerle idare edilen Daireler ve Belediyelerle sermayesi Devlete veya Belediyeye veya Hususi idarelere ait daire ve müesseseler arasındaki ihtilafların tahkim yolu ile halli hakkındaki kanunun 2570 sayılı Kanun ile değiştirilen 4.maddesinde “katma bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan veya sermayesinin tamamı devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerin veya bu daire veya müesseselerden biri ile, 2.maddede yazılı dairelerden birisi arasında çıkan uyuşmazlıklarda, bulunduğu yerin ve uyuşmazlık taşınmaza ilişkin ise o taşınmazın bulunduğu yerin ve taraflar değişik yerlerde bulunuyorlarsa davalı durumda olan daire veya müessesenin veya birden çok oldukları takdirde bunlardan birinin bulunduğu yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözülür” denilmektedir. Taraflardan birisi yasada belirtilen kamu kuruluşu değilse, davaya mecburi hakem sıfatıyla bakılamaz. Anılan yasanın gerekçesindeki sözlere ve bilimsel görüşlere göre; 3533 sayılı Yasanın kabul edilmesiyle gerçekleştirilmesi istenen amaç; bu kanun kapsamına giren idare ve müesseselerin aralarında çıkan uyuşmazlıkların, gerçek kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklardan farklı nitelikleri ve özellikleri bulunması, bu kuruluşların hukuk müşavirliklerine sahip olmaları nedeniyle işi kolaylıkla inceleyip az masrafla kısa zamanda uyuşmazlıkların sonuçlandırılması ve genel mahkemelerin işlerinin azaltılmasıdır. Nitekim, bir kısım hakemler tarafından verilen kararların kesin olması ve bir kısım kararların da ancak itirazının mümkün bulunması, gerçek amacının bu olduğunu belirlemektedir(Prof. Dr. Baki Kuru; Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1991, Cilt;4, Sayfa; 3966)
Somut olayda davacının ve davalı kurumun anılan Kanun kapsamında bulunduğu çekişmesizdir. Keza, uyuşmazlığın adli yargının görev alanı içerisinde olduğunda da kuşku ve duraksama yoktur. Bu hali ile, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 2570 sayılı Kanun ile değişik 4.maddesi gereğince “Hakem” sıfatı ile çözümlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece, tarafların sıfatı ile 3533 sayılı Kanunun 1. ve 4.maddeleri hükümleri dikkate alınarak, uyuşmazlığın yüksek dereceli Asliye Hukuk Hakimi tarafından mecburi hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerekeceği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine,şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.