Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/26591
Karar No: 2020/349
Karar Tarihi: 15.01.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/26591 Esas 2020/349 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/26591 E.  ,  2020/349 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 04.10.2010-04.08.2014 tarihleri arasında doğrultma ve paketleme işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin sendikal faaliyette bulunduğu gerekçesi ile haksız olarak sona erdirildiğini, müvekkilinin sendika üyeliğinin bulunmadığını, ancak 2013 yılından itibaren sendika adına örgütlenme faaliyeti yürüttüğünü, birçok çalışanın bu şekilde sendika üyeliğinin bulunduğunu, Türk Metal Sendikasının işyerinde örgütlendiğini ve üye sayısının hızlı bir şekilde arttığını, bunu öğrenen işverenin sendika üyesi olan ve örgütlenmenin başını çeken işçileri çeşitli bahaneler ile işten çıkardığını, işyerinde sendikalı üye sayısını azaltmayı hedeflediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile sendikal tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının işten çıkarılmasının nedeninin 26.07.2014 tarihinde amirlerince verilen talimata karşı çıkması ve amirlerine hakaret etmesi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacı ve davalı tanıklarının davacının işyeri yetkililerine bizzat hakaret içeren bir sözcük kullandığını bilmediklerini ve duymadıklarını beyan ettiklerini, kaldı ki davacı tanıkları iş sözleşmesinin sendikal nedenlerle feshedildiğini istikrarlı bir şekilde beyan ettiklerini, bu itibarla iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin işverence ispat edilemediğini, tüm davacı tanık beyanlarında davacının da aralarında bulunduğu işçilerin Türk Metal İş Sendikasına üye olduğunu, işverenin de sırf bu nedenle davacıyı işten çıkardığını, aynı gerekçelerle peyderpey 7-8 işçinin de işten çıkarıldığını, çıkarılan işçilerin tamamının sendika üyesi olduğunu, işyeri yetkililerinin işçilerden istifa dilekçesi verin sizlere bütün haklarınızı ödeyelim dediğini, bu nedenle davacının vardiyası ile çalıştığı bölümünde değiştirildiğini, öte yandan 2014 yılında sendikaya üye olan işçi sayısında bariz bir artışın olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından gönderilen yazı cevabına göre, davacının iş sözleşmesinin feshinin önceki dönemde toplam 345 işçinin çalıştığını, sendikalı işçi sayısının 26 olduğunu, 6 aylık sürede sendikaya üye işçi sayısının 34 kişi olduğunu, sendikalı işçi sayısında yaklaşık 1/3 oranında artış olduğunu, sendikalaşma oranındaki artışında davacının iddialarını destekler mahiyette olduğunu belirterek davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından sendikal nedenlerle feshedildiği gerekçesiyle sendikal tazminatın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının sendikal tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.6356 sayılı Kanunun Sendika Özgürlüğünün Güvencesini düzenleyen 25. maddesine göre, "(1) İşçilerin işe alınmaları; belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, belli bir sendikadaki üyeliği sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri veya herhangi bir sendikaya üye olmaları veya olmamaları şartına bağlı tutulamaz
    (2) İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklıdır.
    (3) İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz.
    (4) İşverenin (...) (1) yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi hâlinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir. (1)
    (5) Sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçi, 4857 sayılı Kanunun (...) (2), 20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez. (2)
    (6) İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılacak davada, feshin nedenini ispat yükümlülüğü işverene aittir. Feshin işverenin ileri sürdüğü nedene dayanmadığını iddia eden işçi, feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlüdür.
    (7) Fesih dışında işverenin sendikal ayrımcılık yaptığı iddiasını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak işçi sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren davranışının nedenini ispat etmekle yükümlü olur.”
    Somut uyuşmazlıkta mahkemece tüm davacı tanık beyanlarında davacının da aralarında bulunduğu işçilerin Türk Metal İş Sendikasına üye olduğunu, işverenin de sırf bu nedenle davacıyı işten çıkardığını aynı gerekçelerle peyderpey yedi-sekiz işçinin işten çıkarıldığını, çıkarılan işçilerin tamamının sendika üyesi olduğunu, işyeri yetkililerinin işçilerden istifa dilekçesi verin sizlere bütün haklarınızı ödeyelim dediğini, bu nedenle davacının vardiyası ve çalıştığı bölümünde değiştirildiğini, öte yandan 2014 yılında sendikaya üye olan işçi sayısında bariz bir artışın olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından gönderilen yazı cevabına göre, davacının iş sözleşmesinin feshinden önceki dönemde toplam 345 işçinin çalıştığını, sendikalı işçi sayısının 26 olduğunu, 6 aylık sürede sendikaya üye işçi sayısının 34 kişi olduğunu, sendikalı işçi sayısında yaklaşık 1/3 oranında artış olduğunu, sendikalaşma oranındaki artışında davacının iddialarını destekler mahiyette olduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde feshin sendikal nedenle yapıldığı kanaatine varılarak sendikal tazminata hükmedilmiştir.Ne var ki, davacı taraf, iş sözleşmesinin sendikal sebeplerle feshedildiğini ileri sürmüş ise de yargılama sırasında dinlenen davacı tanık beyanları dışındaki tek hususun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yazısı içeriği olduğu, yazı içeriğinden tespit edilen sendikalı işçi sayısındaki değişimin tek başına feshin sendikal nedenle olduğunu ispatlayamayacağı dikkate alınmamıştır.Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından ..., davacının fabrika müdürüne küfür ettiğinden bahisle işten çıkarıldığını duyduğunu ancak davacının işverene küfür ettiğini duymadığını, aralarında bazı sözlü tartışmaların olduğunu bildiğini, kendisinin sendikal faaliyette bulunmasından dolayı işten çıkarıldığını, davacının herhangi bir sendikaya üye olup olmadığını bilmediğini ancak işçilere sendikaya üye olalım şeklinde telkinlerde bulunduğunu, ... ise, davacının işyerinde sendika üyesi olduğunu, sendika üyesi olduğunun bir şekilde işyeri yetkililerine bildirildiğini, bir akşam davacıyı vardiya müdürünün yanına çağırdığını, davacının yaklaşık bir saat kadar fabrika müdürüyle görüştüğünü, ertesi gün davacının çalıştığı vardiya ve bölümünün değiştirtirildiğini, bir kaç gün sonrada davalı işveren tarafından işten çıkarıldığını, aynı dönemde davacıyla beraber yaklaşık sekiz-on sendikalı işçinin işten çıkarıldığını, davacının işyeri yetkililerine küfür ettiğini duymadığını, ... ise, haklarını aramak amacıyla Türk Metal İş Sendikasına üye olduklarını, davacının da aynı sendikaya üye olduğunu, işverenin de sırf bu nedenle davacıyı işten çıkardığını, aynı gerekçelerle yedi-sekiz işçinin de işten çıkarıldığını, çıkarılan işçilerin tamamının sendikalı olduğunu, ayrıca davacının işyeri müdürüyle sözlü olarak tartıştığını, işyeri müdürünün bu konu da kendisine tartışma esnasında davacının hakaret içeren sözler sarfettiğini söylediğini ancak davacının işyeri müdürüne küfür ettiği ihtimaline inanmadığını, sendikalı olmasına rağmen çalışmasına devam ettiğini ancak işten çıkarmak için sürekli zorladıklarını, bu baskılara dayanamayıp işten ayrıldığını beyan etmişlerdir.Davacı tanıklarının yukarıda özetlenen beyanlarında da belirtildiği üzere, tanıklardan ... ile ... davacının sendika üyesi olduğunu ve işveren tarafından bu nedenle işten çıkarıldığını, ... ise, sendikal faaliyette bulunmasından dolayı işten çıkarıldığını, davacının herhangi bir sendikaya üye olup olmadığını bilmediğini ancak işçilere sendikaya üye olalım şeklinde telkinlerde bulunduğunu ifade etmiş iseler de, davacı dava dilekçesinde sendika üyesi olmadığını beyan etmiş olup, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yazısı içeriğinde de davacının sendika üyeliğine rastlanılmadığı bildirilmiştir. Bu durumda davacı iddiası ile dahi örtüşmeyen, genel nitelikte ve davacının sendikal faaliyette bulunduğuna dair yeterli ve inandırıcı nitelikte bulunmayan davacı tanık beyanlarının hükme esas alınması yerinde değildir. Bu halde, sendikal sebeple ayrımcılık iddiasının şüpheden uzak şekilde ispat edildiğinden söz edilemez. Diğer yandan davacının iş sözleşmesi davalı işverence 04.08.2014 tarihli fesih bildirimi ile, davacının 26.07.2014 tarihinde 08.00-16.00 vardiyasındaki görevi sırasında amiri tarafından verilen talimata karşı çıktığının ve yöneticileri hakkında ağır hakaret içeren ifadeler kullandığının tespit edildiği belirtilerek 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-d maddesi uyarınca haklı nedenle feshedilmiş olup, gerek davacı gerekse de davalı tanıkları davacı ile işyeri amiri arasında bir tartışma yaşandığına dair beyan da bulunmuşlardır. Dosya içerisinde de davacının bu konuda alınan 04.08.2014 tarihli savunması olup, savunmasında, kimsenin şahsına küfür etmediğine sadece ortaya "yapacakları işi bilmem ne yapayım" şeklinde sözler sarf ettiğine yönelik beyanı bulunmaktadır. Bu durumda fesih bildirgesinde ileri sürülen davacı ile işyeri amiri arasında geçen tartışma davalı işverence ispatlanmış ise de fesih için haklı bir sebebin varlığı davalı işverence ispatlanamamıştır. Davacı ise, feshin bu olay dışında sendikal nedenlere dayandığını yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlayamamıştır. Hal böyle iken, davacının sendikal nedenle fesih iddiasını ispatlayamadığı dikkate alınarak sendikal tazminat talebinin reddi gerekirken, Mahkemece yazılı şekilde sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmişir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/01/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi