20. Hukuk Dairesi 2016/697 E. , 2017/9173 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 02/06/2015 havale tarihli dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 1042 parselde kayıtlı taşınmazda davacıların hissedar ve maliki olduğunu, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/680 Esas 2013/299 Karar sayılı kararı ile taşınmazın orman vasfında olduğu gerekçesiyle tapusunun iptaline karar verildiğini belirterek davacı müvekkillerinin uğradığı zararın TMK’nın 1007. maddesi gereğince karşılanması için şimdilik 5.000,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile toplamda 176277,60 TL"nin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu, davanın kabulü ile, talep arttırım istemiyle birlikte 176.277,60.TL. tazminatın tapu iptal davasının kesinleştiği 26/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir
Dava, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır" hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve 2011/3 E-629, K. 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E-2013/7- 31 K. 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21 E- 445 - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna
değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, dava ve ıslah edilen değeri üzerinden nisbi tarifeye göre dava ve ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi dava ve ıslah harcının alınması gerekir. Dava ve ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilam harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde 5000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, dava açılırken Hazinenin harçtan muaf olması nedeni ile nisbi harç yatırmamış, sonra da; 25/11/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini -176277,60- TL’ye arttırmış ıslah dilekçesinde arttırdığı değer için de tamamlama harcı yatırmamıştır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, dava ve ıslah harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca dava ve ıslahla artırılan değeri üzerinden nisbi harcı ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa harcı tamamlanan miktar üzerinden aksi takdirde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı tamamlanmayan dava ve ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 09/11/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.