
Esas No: 2013/17583
Karar No: 2014/125
Karar Tarihi: 13.01.2014
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/17583 Esas 2014/125 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2012
NUMARASI : 2004/476-2012/187
Davacı Kültür ve Turizm Bakanlığı vekili tarafından, davalılar M.. Y.. vdl. aleyhine 09/09/2004 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 13/01/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Davacı, dava dışı H.. A.. ve M.. B.."a ait, Kahramanmaraş, G.., Mahallesi, .. ada,..parselde kayıtlı 2863 sayılı kanun gereği kültür ve tabiat varlığı vasfındaki evi davalıların kasten yaktıklarını belirterek hazinenin uğradığı 29.276 TL zararın davalılardan tahsilini istemiştir.
Yerel mahkeme, davalıların Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin Esas 2009/249, Karar 2009/348 sayılı ilamıyla, davaya konu evi kasten yaktıklarının sabit olması nedeniyle cezalandırıldıklarını kaydetmiş; ancak davacının tamamen yanmış binayı yeniden imal veya tamir cihetine gitmediği, dolayısıyla bir masraf ve giderinin olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu madde 5"e göre “Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları Devlet malı niteliğindedir.” Madde 11/2 ye göre de “Malikler bu varlıkların üzerindeki mülkiyet haklarının tabii icabı olan ve bu Kanunun hükümlerine aykırı bulunmayan bütün yetkilerini kullanabilirler.”
818 sayılı BK 41 gereği, ekonomik değeri olan herhangi bir mamelekin maliki veya zilyedi, bunun zarar görmesi nedeniyle, zarar verene karşı maddi tazminat davası açabilir. Davaya konu ev ve taşınmaz kültür ve tabiat varlığıdır. Taşınmazın bu vasfının, münhasıran bina değerinden ayrı bir ekonomik değeri olduğu tartışmasızdır. O halde taşınmazın sadece ‘kültür ve tabiat varlığı’ değeri, konusunda uzman bilirkişilerce hesaplanmalı; zararın miktarını tespit mümkün değilse, BK. 42"ye göre hâkim kendisi takdir etmelidir.
Benzer düzenleme 3213 sayılı Maden Kanunu’nda vardır. 4. maddeye göre “Madenler Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, içinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi değildir.” Öteden beri hem Yargıtay içtihatlarında, hem de öğretide, bu hükmün taşınmazı kullanmaya, ekip dikmeye engel olmadığı; ancak içindeki veya altındaki madene zarar verilmesi durumunda hazinenin dava açabileceği ve talepte bulunabileceği kabul edilmektedir.
Keza, başkasının arazisine kavak veya söğüt ağacı dikenin, bu ağaçların zarar görmesi durumunda, zararın, zarar veren tarafından tazmin edileceği yerleşik içtihatlarla kabul edilmektedir.
Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.13/01/2014