Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/1700 Esas 2019/2765 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1700
Karar No: 2019/2765
Karar Tarihi: 25.03.2019

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/1700 Esas 2019/2765 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2019/1700 E.  ,  2019/2765 K.

    "İçtihat Metni"



    Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d-son, 35, 62 ve 52. maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis ve 2.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.12.2016 tarih ve 2015/227-2016/312 sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 30.01.2019 gün ve 94660652-105-34-10221-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2019 gün ve 2019/13558 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Dosya kapsamına göre;
    1)İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın suç tarihinin 13.05.2015 olması karşısında, sanığın sabıka kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.04.2015 tarih ve 2014/115-2015/252 sayılı ilamına ilişkin suçun kesinleşme tarihinin 14.05.2015 olduğu ve söz konusu ilamın tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, mahkemece sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinde,
    2)5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 158/1-d maddesinde yer alan suçun oluşabilmesi için kamu kurum veya kuruluşlarının adlarının değil, maddi varlığının kullanılması gerektiği, somut olayda ise, sanığın, müteahhitlik yapan şikayetçiyi arayarak kendisini belediye başkan yardımcısı olarak tanıtıp, yardım toplamak istemesinden ibaret eyleminin, suç tarihi itibariyle anılan Kanun"un 157/1 ve 35. maddelerinde düzenlenen dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğu ve bu suçun hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6763 sayılı Kanun"un 31. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olduğu anlaşıldığından, uzlaştırma işlemlerinin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesinden sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında, isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Sanığın, müteahhitlik yapan şikayetçiyi arayarak kendisini belediye başkan yardımcısı olarak tanıtıp, yardım toplamak istemesinden ibaret eyleminin, suç tarihi itibariyle TCK’nın 157/1 ve 35. maddelerinde düzenlenen dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğu da gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine yazılı şekilde hüküm verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen (2) no’lu ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.12.2016 tarih ve 2015/227-2016/312 sayılı hükmünün, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, (1) no’lu ihbarnamedeki düşünce hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, 25.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.