Taraflar arasındaki “İcra memurunun işlemini şikayet“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 16.İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.12.2006 gün ve 2006/860 E. 2006/1075 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 24.4.2007 gün ve 2007/5534 E. 2007/7997 K. sayılı ilamı ile, (...Üçüncü kişi 21.9.2006 tarihli dilekçesinde, icra müdürlüğünce 16.9.2006 tarihinde düzenlenen tahliye tutanağında kendisine tahliye için bir hafta süre verildiğini, kiracısı olduğu taşınmazın alacaklı ile borçlu arasındaki kira sözleşmesinin konusu olmadığını belirterek kendisi hakkındaki tahliye işleminin iptalini talep etmiştir.Bu şikayetten sonra Ankara 14.İcra Müdürlüğünün 2005/9935 sayılı takip dosyasında icra müdürünün 22.9.2006 tarihli işlemiyle şikayete konu eczanenin bulunduğu 3 nolu bağımsız bölümün tahliye kararının dışında kaldığından bahisle tahliye işleminin durdurulmasına karar verdiği görülmektedir.Bu durumda şikayetin konusu kalmadığı anlaşıldığından mahkemece şikayetin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, icra memurunun işlemini şikayet niteliğindedir.
Davacı (şikayet eden) A..E.. vekili, eczane olarak işletmekte olduğu davalı A..B..’a ait dükkanı, asıl kiracı ....A.Ş.’den kiraladığını, alt kiracı olduğunu; taşınmazın sahibi A..B..un 1 ve 2 nolu diğer bağımsız bölümleri kullanan ...AŞ. aleyhine, tahliye istemli icra takibine geçtiğini; borçlu şirketin itirazı üzerine İcra Mahkemesince itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verildiğini; kendisinin eczane olarak kullandığı dava konusu taşınmazın tahliye kapsamında olmadığını ileri sürerek, 1 parselde, 3 nolu bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmazın tahliye işleminin durdurulmasını ve iptalini talep etmiştir.
Davalı taşınmaz maliki A..B.. vekili, davacının ...A.Ş.nin alt kiracısı olduğunu, asıl kiracının kira sözleşmesi sona erdiğinde, alt kiracının da kira sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceğini; şikayetin reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Yerel mahkemece, ibraz edilen ek kira sözleşmesine göre davacı 3.kişinin, alt kiracı konumunda olduğu; kiralayan ile kiracı arasındaki kira ilişkisi herhangi bir şekilde sona erdiğinde alt kiracının da kira ilişkisinin son bulacağı, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, çekişmeli yerin kesinleşen tahliye kararı kapsamı içinde kaldığı sonucuna varılarak şikayetin reddine, davacı 3 kişinin dava konusu yerden tahliyesine karar verilmiş; hüküm, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, Ankara 14.İcra Müdürlüğünün 2005/9935 E. sayılı dosyasında, alacaklı A..B.. vekilinin talebi üzerine, 16.09.2006 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında, 3 nolu bağımsız bölümü eczane olarak kullanan A..E..’na, eczaneyi boşaltması için bir hafta süre verildiği; 3.kişi davacının, 21.09.2006 tarihli dilekçesi üzerine Ankara 14.İcra Müdürlüğünce, 22.09.2006 tarihinde, dava konusu ...nolu bağımsız bölüm hakkında ayrıca bir tahliye kararı bulunmadığından, bu yerin tahliyesi yapılamayacağından adı geçen hakkındaki işlemin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, Ankara 16.İcra Hukuk Mahkemesinin 30.03.2006 tarih 2006/74 E, 2006/228 K. sayılı itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkin kararı, davacının kullanımındaki ...nolu bağımsız bölüme ilişkin olmayıp, diğer bağımsız bölümlere ilgilidir. 22.09.2006 tarihli işlem ile ilgili olarak, alacaklının bir şikayeti de bulunmamaktadır. Alacaklı vekili tarafından, icra müdürünün 22.09.2006 tarihli işlemi hakkında şikayet yoluna başvurulabileceğine göre, Özel Dairenin şikayetin konusuz kalması nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına biçiminde hüküm kurulması yönündeki bozma kararı yerindedir. Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 26.03.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.