Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8517
Karar No: 2016/518
Karar Tarihi: 28.01.2016

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/8517 Esas 2016/518 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2015/8517 E.  ,  2016/518 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Alacak

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı ve dava dışı 3. kişiler arasında düzenlenen, Islahiye noterliğinin 03.03.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 117 ada 7 parsel nolu taşınmazdaki hisselerin devrinin kararlaştırıldığını ancak satış vaadinde bulunanların taşınmazı devredemediklerini, bunun üzerine taşınmazın 2 yıllık gelirinin satış bedelinin karşılığı olarak iade edileceği hususunda anlaştıklarını, taraflar arasında 30.06.2011-30.06.2013 tarihleri arasında geçerli kira sözleşmesi yapıldığını, ancak davalının taşınmazı teslim etmediğini, bunun üzerine davalıya 11.07.2011 tarihli, ihtarnamenin gönderilerek tarlanın 3 gün içinde teslim edilmesinin istendiğini, davalının cevabi ihtarında başka bir taşınmazın teslim edileceğinden bahsettiğini, müvekkilinin sözleşme bedelini nakden ve defaten ödediği halde davalının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, taşınmazın 2 yıllık gelirini elde edemediği için zarara uğradığını belirterek sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeni ile şimdilik 8000 TL nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise; Satış vaadi sözleşmesi karşılığında kendisine 2000 TL ödeme yapıldığını ancak davacının daha sonra vazgeçtiğini, davacının ödediği para karşılığında davacıya 2000 TL lik senet verdiğini, davacının bu senedi İslahiye İcra Müdürlüğünün 2008/669 sayılı dosyasında 8.000-TL olarak tahrif ederek takibe koyduğunu, borcu 2000 TL olduğundan icra hukuk mahkemesine başvurduğunu, mahkemenin kendisini haklı bulduğunu, 2000 TL borcunu kabul ederek ödediğini, davacının icra dosyasına verdiği 30.12.2009 tarihli beyanında alacağının kalmadığını bildirerek kendisini ibra ettiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece kira sözleşmesinin sebebinin satış vaadi sözleşmesi ve bu sözleşmeden dolayı düzenlenen bono olduğu ve buna dayanarak yapılan takibin de ... İcra Müdürlüğünün 2008/669 esas sayılı dosyasında alacağın haricen tahsil edilmesi nedeniyle sona erdiği davaya konu edilen alacağın kalmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece daha önce yapılan yargılama sonucunda verilen ilk kararda, taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinden dolayı bono düzenlendiği, bono sebebiyle icra takibi yapıldığı, taraflar arasında kira sözleşmesinin düzenlendiği, ancak icra dosyası borcunun ödendiği, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 15.05.2014 tarih ve 2013/30916 Esas 2014/15560 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında kira sözleşmesinin taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden sonra düzenlendiği taraflar arasında yeni hak ve yükümlülükler öngördüğü, mahkemece işin esasına girilerek davacının uğradığı zararın taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler kapsamında değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş olmasına rağmen bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir.
    Taraflar arasında düzenlenen 30.06.2011 başlangıç tarihli, 30.06.2013 bitiş tarihli “tarla icar senedidir” başlıklı kira sözleşmesi ile 117 ada 7 parsel nolu 93.833 m2 yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmazın 6000 TL bedelle davalı tarafından davacıya kiraya verildiği, anlaşılmaktadır. sözleşmede kira bedelinin kiraya veren tarafından peşin ve nakit olarak alındığı belirtilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ve duruşmalardaki beyanında davanın dayanağı olarak bu kira sözleşmesini göstermiş olup taraflar arasında daha önceki satış vadi sözleşmesi bu sözleşme gereğince verildiği belirtilen senet ve bu senede dayalı olarak yapılan icra takibi, takip alacağının ödenip ödenmediği hususları bu davanın konusu dışındadır.
    Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullar ile bağlı olup kural olarak akdin süresinden önce feshi mümkün değildir. Kiraya verenin tek yanlı olarak akdi feshetmesi ve kiralanana el koyması sözleşmenin ihlali niteliğindedir. Bu durumda davalı kiraya verenin kiracının kar mahrumiyetinden sorumlu olduğu kabul edilmelidir. TBK’nun 114/2 maddesi uyarınca haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanacaktır. Bu nedenle davalının kira sözleşmesine aykırı davranmasıyla oluşan sorumlulukta tazminattan indirim yapılmasını düzenleyen TBK’nun 52.maddesinin uygulaması gerekir. Bu kapsamda davacı kiracı da akdin feshini müteakip kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği yeni bir tarla bulma konusunda gerekli çabayı göstermek zorundadır. Bunun bir sonucu olarak davacının aynı şart ve koşullarda kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği, aynı nitelikli başka bir taşınmazı yeniden kiralayabileceği sürenin belirlenmesi, belirlenen sürede kiracının ekeceği ürüne göre ekim sezonları da gözetilerek ekimin yapılamamasından kaynaklanan kazanç kaybı varsa bundan kiraya verenin sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece tarafların kira sözleşmesi kapsamında hak ve yükümlülükleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi