Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3994
Karar No: 2017/6614
Karar Tarihi: 12.10.2017

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3994 Esas 2017/6614 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı cezalandırılmasına karar vermiştir. Ancak sanıkların bazıları için suç zaman aşımından dolayı ceza ortadan kaldırılmıştır. Aynı zamanda, diğer sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan beraat etmeleri gerektiği kararı verilmiştir. Mahkeme, bir sanık için yapılan duruşmalı incelemenin koşulları bulunmadığına karar verip, reddetmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddesi, sanıkların suçları için öngörülen cezaları düzenlemektedir. Aynı zamanda, suç zamanaşımı hükümlerini de içermektedir. 1412 sayılı CMUK’nın 321. , 322. ve 318. maddeleri de tartışılan konulara ilişkin düzenlemeler içermektedir.
11. Ceza Dairesi         2017/3994 E.  ,  2017/6614 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1-Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan; zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına.
    2-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik suçlarından; beraatlerine.
    3-Sanıklar ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan; mahkumiyet

    Sanık ... (.....) ..... müdafiinin vaki duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi gereğince REDDİNE karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:
    I- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen "nitelikli dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden, bu sanıklar hakkındaki kamu davasının düşürüldüğü gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II- Sanıklar ..., ... ve ..... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “memurun resmi belgede sahteciliği ve bu suça iştirak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK"nın 102/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanıklardan .....’ın sorgusunun yapıldığı 09.02.2005, .....’in sorgusunun yapıldığı 28.03.2005, Yemliha’nın sorgusunun yapıldığı 20.12.2006 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkındaki açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nın 102/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
    III- Sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine karşı sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    1- Sanık ...’ın T.C. ... sağlık yardımından yaralanan kişilerden temin ettiği sağlık karnelerini doktor olan eşi sanık ...’a verdiği, sanık ...’ın karne sahiplerini görmeden ve muayene etmeden suça konu reçeteleri düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, suça konu reçetelerden Dr. ...’nun kaşesi basılı olup atılı doktor imzası Dr. ... tarafından inkar edilen 12 adet reçetedeki doktor imzalarının, Dr. ...’in kaşesi basılı olan..... adına tanzim edilmiş 05.02.2003 tarihli reçetedeki düzeltme imzalarının adı geçen doktorların ve sanıkların eli ürünü olup olmadığı hususunda kriminal inceleme yaptırılması, karne sahiplerine ilişkin teşhis ve tedavi belgeleri getirtilip, dosya ve ekleri üniversitelerin reçetelere konu hastalıklarla ilgili uzman hekimlerden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdi edilerek suça konu reçetelerde yazılı ilaçların, hak sahiplerinin hastalıkları ve mevcut raporları ile uyumlu olup olmadıkları, miktar ve doz bakımından teşhislere uygun olup olmadıkları hususunda rapor alınmasından sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
    2- Kabule göre;
    a) Sanık ...’nın suç tarihinde ......’nda doktor olarak görev yaptığının anlaşılması karşısında, sübutu kabul edilen eylemlerin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 339. (5237 sayılı TCK"nın 204/2.) maddesinde yaptırıma bağlanan “memurun resmi belgede sahteciliği ve bu suça iştirak" suçunu oluşturacağının gözetilmemesi,
    b- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 12.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi