Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/96
Karar No: 2010/2820
Karar Tarihi: 27.05.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/96 Esas 2010/2820 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/96 E.  ,  2010/2820 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine, ... ve Köprüler Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.09.2009 gün ve 42/418 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde; ... İli, ... İlçesi, Köprüler Köyü, Köyaltı mevkiinde bulunan 86, 90 ve 126 sayılı parsellere bitişik bulunan tepe niteliğindeki taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığını, 1974 yılından beri eylemli olarak kullandığını açıklayarak sözü edilen taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... Tüzel Kişiliğini temsilen köy muhtarı, dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunu bildirmiştir.
    Mahkemece, 01.07.2008 havale tarihli teknik bilirkişi ...ın raporuna ekli krokide A, B, C, D, G, E1, E2, F ve H ile gösterilen toplam 42265,89 m2 yüzölçümlü taşınmaz bölümleri hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazın bulunduğu yörede 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Van Kadastro Müdürlüğünün 03.10.2007 gün 3181 sayılı yazılarında; dava konusu yapılan yerlerin tepe ve kumluk olarak tespit dışı bırakıldığı açıklanmıştır. Orijinal pafta üzerinde de dava konusu yerin tepe ve kumluk olduğu gösterilmiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, davacı tarafından kullanılan yerlerin öncesinin kumluk ve tepelik olduğunu, köylüler tarafından devamlı olarak kum çekildiğini, bu nedenle zamanla tepeliğin kalmadığını bildirmişlerdir. Saptanan bu somut olgular karşısında tesciline karar verilen yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesi gereğince imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Zilyetlikle taşınmaz edinmenin diğer koşulları yanında imar ve ihyaya muhtaç yerlerin zilyet tarafından hangi tarihte imar-ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarının da araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Bu yöne ilişkin beyanlar yetersiz olup, duraksama yaratmaktadır. Her ne kadar teknik bilirkişi 1958 yılında çekilen hava fotoğrafına göre dava konusu yerin tarım arazisi olduğu bildirilmiş ise de, hava fotoğrafı dosya arasında bulunmadığından denetlenmesi mümkün bulunmamıştır. Aynı zamanda tarih itibariyle de sorunu çözmeye yeterli görülmemektedir. Bu nedenle teknik bilirkişinin bu yöndeki beyanına değer verilemez.
    Bu bakımdan davanın açıldığı 25.01.2007 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine (1987 ve öncesine) ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile topoğrafik haritaların bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, uzman bilirkişi harita mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı ve hangi durumda bulunduğunun açıklığa kavuşturulması, uygulanacak topografik haritaya göre de tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerinin niteliklerinin saptanması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, gerçekten kumluk alan olup olmadığı ve kum ocağı niteliğinde bulunup bulunmadığı konuları ile taşınmazların gerçek nitelikleri konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli denetime açık rapor alınması, tescili istenen taşınmazlar arasında derenin geçtiği gözetilerek aynı zamanda daha önce götürülmeyen başka bir jeoloji mühendisi vasıtasıyla inceleme yapılması, taşınmazlar arasında yer alan dereyle yolların belirlenerek harita mühendisi tarafından kroki üzerinde işaret ettirilmesi ve bu gibi yerlerin alanları hesaplanarak tescil dışı bırakılmasının düşünülmesi, aynı şekilde daha önce görülmeyen başka bir ziraat mühendisi uzman bilirkişi dinlenerek taşınmaz bölümleri üzerinde bulunan ağaçların yaşları ve nitelikleri, sayısı ve önceki uzman bilirkişi ziraat mühendisi, krokide harflendirilen bölümlerin yönlerini farklı tarif ettiği göz önünde tutularak sözü edilen rapor da eleştirilmek suretiyle tesciline karar verilen taşınmaz bölümleri ile çevresindeki arazinin toprak yapısı birlikte değerlendirilerek gerçek niteliklerini içeren gerekçeli ve denetime açık rapor sunulmasının istenmesi gerekmektedir.
    Bundan ayrı, taşınmazın kuzey doğusunda bulunan 89 ve 90 sayılı parsellerin kaçak ve yitik kişilerden kaldığı sözü edilen taşınmazların kadastro öncesi tapu kayıtlarından anlaşıldığından tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerinin de kaçak ve yitik kişilerden kalan yerlerden olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapılması, kuzey batıda bulunan 86 sayılı parsele revizyon gören 1937 tarih 222 tahrir nolu vergi kaydı getirtilerek teknik ve yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, bu vergi kaydının taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, taşınmazın güneyinde ve içerisinde geçen yolların genel veya özel yol olup olmadığı yönünde keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, teknik bilirkişi ...’ın rapor ve krokisi de eklenmek suretiyle çifte tapunun önlenmesi bakımından tesciline karar verilen yerlerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, HUMK.nun 366.maddesi gereğince taşınmaz ve çevresini gösterir bir biçimde çekilecek renkli fotoğrafların hakim tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, 5403 sayılı Kanunla Değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/2.fıkrası gereğince taşınmazın kuru ya da sulu yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, bitişikte geçen DSİ kanalından yararlanma olanağı bulunup bulunmadığı ve yerel imkanlarla sulama durumunun söz konusu olup olamayacağı konusunda dinlenecek uzman bilirkişi ziraat mühendisinden görüş alınması, aynı şekilde durumun yeniden DSİ ilgili Bölge Müdürlüğü ile İl Özel İdare Müdürlüğünden sorulup saptanması, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından taşınmazın öncesinin kumluk ve tepelik olduğu köylüler tarafından kum çekilerek zaman içinde tepeliğin yok olduğu gözönünde tutularak teknik bilirkişinin rapor ve krokisi de eklenerek İl Özel İdare Müdürlüğü ile Milli Emlak Müdürlüğünden durumun ayrıca sorulması, HUMK.nun 258 ve 259. maddeleri gereğince keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan bu konuda detaylı bilgi alınılmasının düşünülmesi, hiçbir duraksamaya yer verilmeyecek biçimde taşınmazın öncesinin kum ocağı niteliğinde çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi