Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/20366
Karar No: 2014/5515
Karar Tarihi: 07.04.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/20366 Esas 2014/5515 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/20366 E.  ,  2014/5515 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 27.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
    TARİHİ : 16/05/2012
    NUMARASI : 2011/168-2012/110

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki bayilik ilişkinin Rekabet Kurumunun tebliğ ve kararları doğrultusunda öngörülen zamandan önce 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin aradaki dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanarak 25.07.2007 tarihinde davalıya 24.772,00 TL inkişaf bedeli ödediğini, belirterek, davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olarak peşinen sağladığı kazanımları, semereleri ve adına ödenmiş terkin harcını faizi ile birlikte müvekkiline iade etmesi gerektiğini belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; davalı nam ve hesabına ödenmiş olan 629,40 TL terkin harcının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline, inkişaf bedelinden geçersiz kalan bakiye süreye kıstalyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 17.917,70 TL"lik kısmının iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline, söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği ya da elde etmesi beklenilen tüm semerelerin, faizlerin ve kaim değerlerin karşılığı olarak 14.266,97 TL"nin, dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, mahkemece öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasındaki sözleşmenin 2006 yılında yenilendiğini ve 5 yıl süre ile uzatıldığını, müvekkili şirketin işlerinin kötü gitmesinden dolayı istasyonu dava dışı ... A.Ş."ye devrettiğini, davacı ile dava dışı... A.Ş."nin aralarında sözleşme yaptıklarını tarafların arasında anlaşmazlıklar çıktığını, bundan dolayı da ... A.Ş."nin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, bu süreçten sonra davacı yanın müvekkili şirkete bir kısım ihtarlar çekerek çeşitli alacak taleplerinde bulunduğunu, oysa müvekkili şirket ile davacı yanın karşılıklı ibralaştığını, davanın ... A.Ş."ye karşı açılması gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde davacı tarafça ödendiği tartışmasız olan inkişaf bedelinin, iade edileceğine ilişkin hiçbir hüküm bulunmadığı, bayilik sözleşmesinin davalı tarafça feshedilmediği, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 1991 yılından beri devam ettiği göz önüne alındığında davacının intifa süresi ile orantılı olarak inkişaf bedeli ödendiği iddiasına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasında akdedilen bayilik ve intifa sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararı uyarınca normal süresinden önce sona ermesi nedeni ile sözleşmenin normal süresi içinde biteceği inancıyla verilen inkişaf bedelinin ve semeresinin sözleşmenin geçersiz kalan süresine tekabül eden kısmının sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından; taraflar arasındaki protokolün başlangıç tarihinin 02.08.2006, bitiş tarihinin ise dikey anlaşmanın sonlandırıldığı 18.09.2010 tarihi olduğu, protokol gereği intifanın 15 yıl için verildiği, davacının 24.07.2007 tarihinde davalıya fatura karşılığı inkişaf bedeli ödediği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi, davacının davalıdan 17.912,73 TL inkişaf bedeli talep edebileceğini rapor etmiştir. Ancak mahkemece bu rapora itibar edilmemiştir.
    Buna göre temyize konu uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen bayilik ve intifa sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararı uyarınca normal süresinden önce sona ermesi nedeni ile sözleşmenin normal süresi içinde biteceği inancıyla verilen inkişaf bedelinin ve semeresinin sözleşmenin geçersiz kalan süresine tekabül eden kısmından dolayı davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasında toplanmaktadır.
    Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkisinde haklı bir sebep olmaksızın başka bir şahıs aleyhine zenginleşen kimsenin malvarlığında meydana gelen artışın aynen veya nakden iadesi söz konusudur. Her borç ilişkisinde olduğu gibi sebepsiz zenginleşmede de bir borçlu ve bir alacaklı vardır. Sebepsiz zenginleşme ilişkisinin borçlusu, malvarlığı haklı bir sebep olmaksızın başkası aleyhine artan (zenginleşen) kişidir.
    Bu bağlamda; taraflar arasındaki ilişkinin Rekabet Kurumunun tebliğ ve kararları doğrultusunda öngörülen zamandan önce 18.09.2010 tarihinde sona ermesi nedeniyle, davalının, davacı tarafından anlaşma sürelerine güvenerek peşin sağlanan kazanımların (inkişaf bedeli) ve bunların semerelerinin, davacı tarafından kullanılamayacak sözleşme süresine karşılık gelen kısmını iade etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
    Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, ödenen inkişaf bedelinin davalı tarafça ne şekilde kullanıldığı, bu para ile taşınmaz üzerinde kalıcı yatırımlar yapılıp yapılmadığı, şayet yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı tarafın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı, sözleşmenin sona erme tarihine kadar bu yatırımlardaki amortismanlar dahil olmak üzere tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerekmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi