4. Hukuk Dairesi 2014/16327 E. , 2015/15214 K.
"İçtihat Metni"....
Davacı ... vekili ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 09/05/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalı ..."nin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da; bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; davacı ..."ye ait olduğu iddia edilen yapı ile ilgili olarak, dava dışı İyidere Belediye Başkanlığı tarafından yıkım kararı alındığı, belediye başkanı olan davalı ..."nin de bu yıkım kararını davacının ikamet etmediği bir adrese tebliğe göndererek karara itiraz etmesini engellediği, yani davalı belediye başkanının görevi sırasında ve görevinden dolayı davacı yanı zarara uğrattığı ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. Maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; adı geçen davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir.
Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, davalı ... hakkında davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3- Davalı ..."nin temyiz itirazlarına gelince;
-/-
-2-
2014/16327-2015/15214
Dosya kapsamından, davaya konu hisseli taşınmaz üzerinde, yargılama sırasında vefat eden davacı ..."ye ait olduğu iddia edilen iki katlı bir yapının bulunduğu ve davaya konu yapının metruk ve tehlikeli olduğundan bahisle dava dışı İyidere Belediye Başkanlığı tarafından İmar Kanunu"nun 39. maddesi uyarınca yıkım kararı alındığı anlaşılmaktadır. Dosya arasında bulunan zabıta tutanaklarında; binanın ilçe merkezinde yayalarca yoğun olarak kullanılan ..... Caddesi üzerinde yer aldığı, yapıda yıkılma ve çökme riski bulunduğu, girişe açık vaziyette olduğu, yapıda barınmaya çalışanların olabileceği, yapının durumu dikkate alındığında can ve mal güvenliği bakımından tehlike arz ettiği belirtilmiştir. Bu tespitler, dosya kapsamında dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklarca da teyit edilmiştir.
..... Belediye Başkanlığı"nın yıkım ile ilgili yazısı, 13/12/2004 tarihinde "birlikte oturan/çalışan yeğeni ... imzasına" kaydı ile davalı ..."ye tebliğ edilmiştir. Ancak, davaya konu yapının yukarıda belirtilen durumu karşısında, tebligatın davalı ... tarafından alınmış olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, tebligatı alma eylemi ile yıkım sonucu doğduğu iddia edilen zarar arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Öte yandan davacılar, yıkım kararının hatalı olduğunu ileri sürerek, yıkım nedeniyle uğranıldığı belirtilen zararın tazmini için, yıkımı gerçekleştiren dava dışı belediye aleyhine idari yargı yerinde bir dava da açmamışlardır. Açıklanan nedenlerle davanın ... yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davalının tazminattan sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına, (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ..."nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davacıların tüm temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/12/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY YAZISI
Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle bozma kararının (2) nolu bendine katılmıyoruz. 24/12/2015