Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5529
Karar No: 2018/4040
Karar Tarihi: 11.04.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/5529 Esas 2018/4040 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/5529 E.  ,  2018/4040 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasına ilişkin davadan dolayı ... ... 1. Tüketici Hakimliğince verilen 08/11/2016 gün ve 2015/1577 Esas, 2016/1491 sayılı karara karşı davacı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi"ne istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi"nce verilen 03/10/2017 gün ve 2017/1051 Esas-2017/2911 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacı vekili; davalı şirkete kasko sigortalı ... plakalı aracın meydana gelen trafik kazası neticesinde ağır hasar aldığını, aracın kasko sigortasını düzenleyen davalı ... şirketine hasarın ödenmesi için talepte bulunulduğunu, ancak davalı tarafından bu talebin reddedildiğini, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL hasar tazminatının muaccel olduğu tarihten itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; görev itirazında bulunarak, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının talebinin poliçe teminatı dışında olduğunu, kazaya karışan kişilerin kimin sürücü olduğunu bilmeyecek kadar alkollü olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporu doğrultusunda araçta bulunan beş kişinin de aşırı alkollü olması nedeniyle kaza anında ve sonrasında aracın şoförünün dahi tespit edilemediği ve münhasıran alkolün etkisi ile kazanın olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; karara süresi içinde davacı ... vekili tarafından istinaf incelemesi isteminde bulunulmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar trafik polisleri tarafından alkol muayenesi yaptırılmamış ve sürücünün ne ölçüde alkollü olduğu tespit edilmemiş ise de, kaza tespit tutanağına göre aracın sürücüsü dahi belli değildir. Tutanakta araçtakilerin tamamının aşırı derecede alkollü oldukları ve bu durumun olay yerine gelen ambulans ve itfaiye ekiplerince de gözlendiği yazılıdır. Trafik kaza tutanağına karşı davacı tarafça ya da kazaya karışanlarca herhangi bir itirazda bulunulmamış, kazanın meydana gelmesinden yaklaşık 2 ay sonra açılan dava dilekçesinde de tutanağa karşı herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Dahası dava dilekçesinde dahi aracı kimin kullandığı konusunda bir açıklama yapılmadığı, yargılamanın sonunda davacı kaza esnasında aracı ... Kartal adlı bir kişinin kullandığını ve bu kişinin alkollü olmadığını, ehliyetli olduğunu iddia ettiği,aracı kimin kullandığının araçta bulunanlarca bilinmesinin hayatın olağan akışına uygun olmayışı ve tüm dosya kapsamına göre aracı kullanan kişinin, araçtaki beş kişiden biri olduğu, bu kişinin aşırı derecede alkollü olduğu ve kazanın da salt alkol kullanımı sonucunda meydana geldiği anlaşıldığından karara ilişkin davacı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ... hakkında mahkemece 08/11/2016 tarihli verilen kararın incelenmesinde;
    Dava, sigortalının kasko sigortacısından hasar tazminatı tahsili istemine ilişkindir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz tirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-2918 sayılı ....nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
    Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97. maddesinde alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan "b-2" bendinde "alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır. Ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Bununla birlikte Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden ..."nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir. O halde, zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.(Bkz. YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713, YHGK 14.05.2014 gün ve 2013/17-1098, 2014-644; YHGK 13.05.2015 gün ve 2013/17-2156, 2015/1338 sayılı ilamları)
    Somut olayda, mahkemece münhasırlık hususunda sigorta hukukçusu bilirkişiden rapor aldırılmıştır. Bu halde, mahkemece nöroloji uzmanı, trafik konusunda uzman bilirkişilerin yer aldığı bir bilirkişi heyetinden kusur durumlarının, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli bir rapor aldırılması, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiğinin anlaşılması durumunda sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HMK"nun 371/a-c maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373/1 maddesi uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi